Dinde Fakih Kılar Hadisini Nasıl Anlamamız Gerekmektedir?

0
1601
Dinde Fakih Kılar Hadisini Nasıl Anlamamız Gerekmektedir?

“Allah, kimin hakkında hayır dilerse, onu dinde fakih yapar.” (Buhari, Müslim)

Fakih Kılmak Ne Demek?

>> Kimi İbn Mesud olacak, kimi İbn Mesud’un talebelerinden olacak, kimi alim olacak, kimi de yalnızca namazını kılacak. Ama herkes muhakkak dinden anlayacak, bir şeyler bilecek. En azından helalleri bilip, haramlardan korunacak kadar dini bilmek gerek.

>> Allah sevdiği kullarını fakih yapıyor. Yani din ilimlerinden anlar hale getiriyor. İbn Hacer el Askalani’nin bir sözünü burada bilmek gerekiyor.

Dipnot: İbn Hacer al Askalani, hadis şarihidir. Hadisleri şerh eden en zirve isimlerdendir. İlk 3’tedir diyebiliriz.

O bu hadisin şerhinde diyor ki:

“Allah bir insana fakihlik nasip etmediyse, onun için hayır murad etmiyor.” Demektir diyor. İbn Hacer (rahmetullahi aleyh)

Yalnız bir şeye dikkat etmemiz gerekiyor. Bütün bu sözler, yani ‘hayır murad ediyor, etmiyor’ sözleri, bir insanın kafir olduğunu belirtmek için kullanılan sözler değildir, aşırılık bu dinde yoktur.

>>Haşa biz, fakih olmayan ‘Müşriktir, kafirdir’ gibi sapık bir söz kullanamayız. “Hayır murad ediyor” demek, o kulunun yükselmesini, derecelerinin üstün olmasını murad ediyor demektir. O kuluna hayır murad etmemiş demek, imanıyla kalsın, kıldığı namazlarla cennete girsin demek olur. Bir mümin, fakih olmadı diye kafir olmaz, dinden çıkmış olmaz. Gördük Ashabı Kirâm’dan da 10 bin fakih yoktu. Fıkıhta onların da nasibi azdı. Ama olanları bize kadar intikal ettiler, onları daha bir muhabbetle ve hürmetle hatırlamak zorunda kalıyoruz.

İbn Hacer bu hadisi şerifini şerh ederken ne diyor; ‘Kimin dinde fıkıh sahibi olma, dini anlama, fakih olma nasibi yoksa, hayırda kıtlığı var’ demektir.

Hayır, onun için açılmamış bir kapı demektir.

>>Bu dinin olgun şahsiyetleri, Allah’ın sevdiği kulları, bu dinin ileri gelen insanları dini iyi anlamış insanlardır. Dini iyi anlamak da, fıkıh dediğimiz ilimdir.

Bir Kuranı Kerim ilmini düşünün… Yani bir çocuk hafızdır, şüphesiz meleklerle yarışacak bir konumda demek. Hafızın şakası yok. Hafız! Hafızı Kuran! Ama bir çocuk şöyle bir Mushaf’ı ezberlediği için buna ‘Hafız’ diyoruz. Akrabasından pek çok kimseye şefaat edecek diyoruz. Cennete girecek diyoruz, el üstünde tutuyoruz. Ama hafız sadece. Bu hafızın bir de Allah bana bu Kitabında ne anlatıyor diye satır satır anladığını düşünelim! Fıkıh bu işte!

Birisinin babasından kalmış bir ton altın kasada bekliyor. Öbürü de onunla ticaret yapıyor. Bir tonu iki ton yapıyor. 50 sene sonra 5 ton altın yapıyor. Kuran’ı, Hadisi Şerif’leri ezberlemek, şüphesiz şerefli bir iş. Ama asıl olan Allah’ın hayır murad ettiği, onu pratiğe dökme şansını kuluna ihsan etmesidir.

Bu çok büyük bir nimettir. Bu büyük bir şereftir. Kul bu şerefle şerefyâb olduğu zaman, bunun için Rabbine şükretmesi lazım.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.