Doğumdan Sonra Çocuğa Yapılması Gerekenler

0
2770
Doğumdan Sonra Çocuğa Yapılması Gerekenler

Doğumdan Sonra Çocuğa Yapılması Gerekenler

Doğumdan Sonra Çocuğa Yapılması Gerekenler bir liste halinde aşağıda sunulmuştur. Faydalanacağınız bir yazı.

1. Tahnik

Damak anlamında olan henek kökünden türeyen bir kelimedir.
Terim manası; ağızda yumuşatılıp yeni doğan bebeğin ağzına hurma veya tatlı cinsinden birşey sürülmesine denmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) en az 15 bebeğe bizzat kendisi tahnik yapmıştır.

Fıkhen hükmü; Tahnik’in hükmü müstehabtır. Yapılınca sevap elde edilir; terk edilince her hangi bir günahı yoktur. Kime yaptırmak gerekir, illa bir hocaya vs yaptırmaya gerek yoktur. Aileden biri de yapabilir. Ancak salih olduğunu düşündüğünüz birine yaptırmanız fiili bir duadır.

Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Yeni doğan çocuklar Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e getirilirdi. O da bunlara mübarek olmaları için dua eder, tahnîkde bulunurdu.” Müslim, Edeb, 27 (2147); Ebu Dâvud, Edeb 116, (5106).

2. Ezan – Kamet

Efendimiz’in (sas) ezan ve kameti ilkokuduğu rivayet, Hz. Hasan içindir. Sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunur.

Fıkhen hükmü;

Her ne kadar fıkhen ezan ve kamet okuma mendup olarak sınıflandırılsa da, Müslümanların bir şiarı, sembolü olmuştur.
“İnsanoğlunun ömrü kulağına okunan bir ezan ve arkasından kılınan bir namaz arasıdır.” Bebeğe okunan ilk ezan, kılınacak son namazı içindir.

Ebu Râfi (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hz. Fatıma (radıyallahu anhâ) oğlu Hasan (radıyallahu anh)’ı doğurduğu zaman, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı kulağına ezan okurken gördüm.” Ebu Dâvud, Edeb 116, (5105); Tirmizî, Edâhî 17, (1514). Tirmizî hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Rezîn şu ziyadeyi kaydeder: “Kulağına İhlas sûresini okudu, hurma ile tahnik etti ve ismini koydu.”

3. İsim Koyma

Her insana isminden bir nasibi vardır. Peygamberimiz (s.a.v.) isim konusuna çok önem vermiştir. Çünkü ismi, fiili bir dua olarak saymıştır. Allah ‘ın isme göre bir ihlası olduğunu nitelemiştir.

Efendimiz (s.a.v.) hangi isimlerin konulmasını hoş karşılamamıştır ve hangi isimleri değiştirmiştir?
1- Tevhid akidesine aykırı isimleri koymamış, konulmuşsa da değiştirmiştir.
2- Anlamı ve çağrışımı olumsuz olan isimler koymamış, koyulmuşsa da değiştirmiştir.

Örneğin, Abdurrahman b. Avf’ın asıl ismi, Abdüavf b. Avf’tı. Yani babasının kölesi, kulu anlamındaydı. Ancak Peygamberimiz (s.a.v.) onu değiştirerek Rahman’ın kulu anlamındaki bu ismi koydu. Yine Hz. Ebu Bekir’in asıl ismi Abdulkabe idi. Ancak Peygamberimiz (s.a.v.) daha sonra dostunun adını Abdullah olarak değiştirdi. Zaten Efendimiz (s.a.v.) birine isim koyacağı veya değiştireceği zaman en çok erkekse Abdullah ya da Abdurrahman, hanımsa Zeyneb veya Cemile isimlerini koyardı.

Rahman, Samed, Halık, Baki, Rezzak, Bari gibi isimler muhakkak Abd izafesi ile kullanılmalıdır ve isim olarak verilecekse, Abdurrahman, Abdussamed, Abdulhalık, Abdulbaki, Abdurrezzak, Abdülbari şeklinde olmalıdır.  Tek başına koyulmasını Efendimiz (s.a.v.) uygun görmemiştir.

Ama bazı Esmaü’l-Hüsna’dan isimler vardır ki bunların mücerred olarak yani tek başlarına kullanılmaları caizdir. Mesela, Ali, Aziz, Macid, Mecid, Mûcib, Rafî, Reşid, Rahim ve Raûf gibi…

Günümüzde sıkça kullanılan ama anlamca kötü olan ya da bir şey ifade etmeyen isimlere de dikkat etmek gerekir. Mesela Senem/Sanem, put demektir. Cemre, kor ateş demektir. Peygamberimiz (s.a.v.) bu isimleri değiştirirken, Berre yani günahsız gibi kibir ifadesi görülecek isimleri de değiştirmiştir.

Bazen olumsuz isimleri karşıtıyla değiştirmiştir. Savaş’ı Barış’la değiştirdiği gibi. Sadece insan isimleri değil, mahalle, sokak, kavim isimlerinde de uygun olmayanlarına müdahale etmiştir. Bu da bize bu işin ne kadar mühim olduğunu gösterir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in tavsiye ettiği isimler şunlardır;

Peygamberlerin adları- “Peygamberlerin isimleriyle isimlenin.” (Ebû Davud, Edeb, 69)-, Peygamberimiz (s.a.v.)’in kendi isimleri, Sahabenin isimleri. Birden çok ismin verilmesinde sakınca görmemiştir.

Halkımız Kuran’da geçen her kelimeyi isim diye koyuyor. Mesela Aleyna, üzerimize; Ecrin, ücret; Ünzile, indirildi demektir. Bunlar gibi bir anlam ifade etmeyen pek çok isim kullanılmaktadır. Bu hususta dikkatli olmak ve her konuda olduğu gibi sünneti takip etmek gerekir.

4. Akika

Akika; lügatta, “ayrıldı, yardı, alakası ve bağı kesildi” demektir. Aslında bebeğin anne karnında iken uzayan saçlarına akika denmiştir. Bu saçlar tartılır ya da göz kararı değerince altın veya gümüş sadaka edilir.
Selman b. Âmir’in naklettiğine göre Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur: “Çocuğun akikası vardır. Çocuk için kurban keserek kan akıtın ve kirini giderin.” (Buhari, Akika, 17)
Akika, anne ve baba da oluşabilecek manevi her türlü kire(bebek sahibi olmanın verdiği büyüklenme, kibir vs.) karşı bir kefaret, Allah’a karşı bir şükür, insanlara karşı ise sevincin bir paylaşımıdır.
Sahabi Semüre b. Cündüb rivayet ediyor. Onun nakline göre Efendimiz (sas) buyurmuşlardır ki: “Her çocuk akikası karşılığı rehindir. Yedinci gün, onun için kurban kesilir, başı traş edilir ve ismi verilir.” (Ebû Davud, Edahi, 3; İbn Mace, Zebah, 2)

Fıkhen hükmü;

Hanefilere göre müstehab, Maliki, Şafii ve Hanbelilere göre müekked sünnet, Hasanü’l-Basri, Leys b. Sa’d ve Zahiri mezhebine göre ise farzdır.
Akika kurbanın günü ille de 7. gün olması şart değildir, bir rivayete göre 14. 21. günler de olabilir. Sonrası içinse ne zaman imkan olursa o zaman kesilir.
Akika erkek çocuklara iki, kız çocuklarına bir şeklinde ki görüş sonradan ulemalar tarafından verilen bir tavsiyedir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz.Hasan’a da, Hz.Hüseyin’e de birer koç kesmiştir.
Akika kurbanından ev halkı yiyebilir, nihayetinde şükür kurbanıdır. Ancak dağıtılması tavsiye edilmiştir.
Akika kurbanın kemiklerinin kırılmaması gerektiği yönünde ki hüküm de sonradan ulemaların verdiği tavsiyelerdendir. Hayvanın eklemlerinden parçalanarak, kemiklerini çok kırmadan öylece ihtiyaç sahiplerine dağıtılması tavsiye edilmiştir.

5. Salihlerden Dua

Çocuk dünyaya gelince ilk yapılan muâmelelerden bir diğeri de duadır. Tahnik için getirilen çocuklara aynı zamanda dua da edildiğini, Hz. Aişe’den Müslim’den gelen bir rivayet te’yid etmektedir. Yine Hz. Aişe’den Ebû Dâvud’da tahric edilen bir vecihte “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e çocuklar getirilirdi, O da onlara bereketle dua ederdi” denmektedir.

Buhârî’nin bu mevzu için: “Çocuklara bereketle dua ve başlarını okşama babı” meâlinde bir bab ayırmış olması da, meselenin sünnetteki ehemmiyetini tescîl eder.

Doğumda verilen ziyâfetten bir gâyenin de çocuk için başkalarının duasını kazanmaktır. Bu dualar yalnızca alim görülen büyük hocalardan değil, etraftaki herkesten alınabilir, alınmalıdır. Kendini günahtan korumaya çalışan kişiler de seçilmelidir.

Nihayetinde herkesin takvasını Allah bilir. Ayrıca kişilerin bir başkası için yaptığı duada hiçbir günah ve olumsuz şey olmayacağından ötürü, en güzel yardımlaşma da dua ile olabilir.

Allah bütün müslümanlara hayırlı evlat nasip etsin.

İlginizi Çekebilir : Hayırlı Çocuk Nasıl Yetiştirilir

Kaynak: suffagah.com

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.