Ecel değişir mi?

0
2899

İlm-i İlahideki ecel değişmez . Allah-u Teala Kuran-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır:

“Her milletin bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde onu ne bir an geri bırakabilir, ne de öne alabilirler.”(A’raf /34)

“Eceli geldiğinde hiçbir kimsenin ölümünü Allah geri bırakacak değildir.” (Münafikun/11)

“Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde tekbir canlı bırakmazdı. Fakat Allah onların cezasını, takdir edilmiş olan ecellerine kadar tehir eder. Ecelleri geldiğinde de, onu ne bir an geri bırakabilirler , ne de öne alabilirler.”(Nahl/61)

Şimdi akla şu sorular gelebilir:

Bazan bir kişi ömrüne başkasına vermek istemektedir. Bu nasıl olur? Akrabalarla bağını kesmeyenin ecelinin gecikeceği söylenmektedir. Sadakanın ömrü uzatacağı belirtilmektedir. Bunlar hakkında ne denilebilir?

Bu soruların cevabını kavrayabilmek için kader mevzuunu çok iyi bilmeliyiz. Bu başlı başına bir mesele olmakla birlikte, kısaca üzerinde duralım. 3 türlü kader vardır. Birincisi hiç değişmez. İkincisi nadiren değişir. Üçüncüsü çok değişir.

Hiç değişmeyen kader, Allah’ın ilmi yanındaki kaderdir. Cenab-ı Hak “Alimdir”, ilim sahibidir, ezelden ebede ne olacaksa hepsini bilir. Mülkün sahibi o’dur. Bu bakımdan bir insanın nerede, ne zaman, kaç yaşında öleceğini bilir.

Mesela bir kimsenin sadaka vermek şartıyla, birisi ömrünü vermemek şartıyla 60 yaşında öleceğini Cenab-ı Hak meleklere bildirir. Ancak o şartları meleklere bildirmiyor. Yalnızca kendisi biliyor. İşte meleklerin bildiği bu program nadiren değişmekte, ancak ilm-i ilahide, yani Cenab-ı Hakkın bilgisi dahilinde hiç değişmemektedir.

Birde devamlı değişen adeta yaz-boz tahtası gibi olan Levh-i Mahf ve isbat vardır. Bunu anlayabilmek için önce bu tabirin ne manaya geldiğini bilelim.

Levh-i Mahv ve İsbat:  Levh: Görünen ve ibret verici bir vaziyeti ifade ediyor. Mahv ise; o vaziyetin birden ortadan kalkması, mahvolmasını ifade eder. Gökyüzü bulutlarla kaplı, şimşek çakar, yağmur yağar bir levha halindeyken birden, hava açılır, hiçbirşey yokmuş gibi, eski manzarayı mahvolmuş halde görürüz. Bu hale mahv diyoruz. Kudret-i ilahi ile tekrar eski haline dönmesine isbat diyoruz. Cenab-ı Hakkın mahlukatı dirilteceğine de bir işaret olarak bu vaziyete de isbat deniyor, Cenab-ı Hak levhayı yazıyor  bozuyor. (Yeni Lûgat, s.376)

İşte uzayıp kısaldığı söylenen ecel, ecel-i muallaktır. Levh-i mahv ve isbatta yazılan eceldir. Meleklerin bilgisi dahilinde olan eceldir. Bu ecel şartlara bağlı olarak değişebilir. Bu hususta Peygamber efendimiz Aleyhisselatu Vesselam’ın şu hadis-i şeriflerine bakalım:

“Bazen bela nazil oluyor, gelirken karşısına sadaka çıkar, geri çevirir.”(Kenz-ül Ummal c.6 s.346, Hadis no:15982)

“Her kim rızkının bollaştırılmasını yahut ecelinin geciktirilmesini arzu ederse, akrabalarıyla bağını kesmesin.” (Müslim, Birr ve Sıla:20)

“İyilikten başka birşey ömrü artırmaz, duadan başka birşey de kazayı önlemez.”(Buhari, Tıb: 12; Tirmizi, Kader:6 ;İbni Mace, Mukaddime:90)

Bu hadis-i şeriften de anlaşılacağı gibi ömür bir nevi artıp eksilmektedir. Ancak bu artıp eksilme de Cenab-ı Hakkın ilminde mahfuzdur. Bunun şuuruna varan insan; sadaka verecek, akrabalarına iyilikte bulunacak, iyi amel işleyecek, tedbirini alacaktır.

 

Bu hususta şeytanın aldatmalarına asla kulak verilmemelidir. Bediüzzaman bu mevzu ile ilgili şu hadiseyi nakletmektedir:

“Bir zaman şeytan, Hz. İsa Aleyhisselama itiraz edip demiş ki: ‘Madem ecel ve herşey kader-i ilahi iledir; sen kendini bu yüksek yerden at, bak nasıl öleceksin?’ Hz. İsa Aleyhisselam demiş ki: ” Cenab-ı Hak abdini (kulunu) tecrübe eder der ki: “Sen böyle yapsan sana böyle yaparım, göreyim seni yapabilir misin?” diye tecrübe eder. Fakat abdin hakkı yok ve haddi değil ki, Cenab-ı Hakkı tecrübe etsin ve desin: “Ben böyle işlesem, sen böyle işler misin?” diye tecrübevari bir surette Cenab-ı Hakkın Rububiyetine karşı imtihan tarzı, su-i edebdir (edebe aykırıdır); ububiyete (kulluğa) münafidir (aykırıdır). (Lem’alar, s.121)

 

İntiharla ecel kısalıyor mu?

Ne intihar ederek kendi kendisini öldürmek, ne de bir başkasını öldürmek, Allah’ın tayin ettiği eceli kısaltmak demek değildir. Cenab-ı Hakkın ilmi ezeli ve ebedidir. Alim sıfatına sahip olan Allah Cenab-ı Hak bir kimsenin intihar ederek öleceğini de, yahut başkası tarafından öldürüleceğini de bilmektedir. Sadece bu hadiseler sebepler içermektedir. Bu bakımdan ecelinn kısalması mevzubahis değildir. Şu veya bu sebeplerle ölen kimsenin Cenab-ı Hak tarafından takdir edilmiş eceli o kadardır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.