Hz. Hubeyb Gibi Sahabice Sevmek

0
1185
Hz. Hubeyb Gibi Sahabice Sevmek

Adı, Hubeyb b. Adiy’dir. Lakabı, eş-Şehid. Hicretin 1.Yılında daha 16 17 yaşlarında bir genç iken, Esad b. Zürare’nin Medine’ye İslam’ın mesajlarını taşımasından sonra, Musab b. Umeyr gelince, onun önüne oturup, iman etme şerefine nail oluyor. Onu muallimi ediniyor. Bedir’de bulunuyor, Uhud da bulunuyor. Muhacir kardeşi Ümeyr b. Ebi Vakkas’tır. Yaş olarak ondan küçüktür. Efendimiz adeta Ümeyr’i Hubeyb’e emanet ediyordu. İkisinin de kardeş olduktan sonra dillerinden düşmeyen tek bir sözleri vardı; ‘Şehadet!’ Ümeyr b. Ebi Vakkas, Bedir’in 14 şehidinden biri olacak.

Hubeyb b. Adiy ise, Efendimiz’in Beni Milhan kabilesine Kuran talebesi olarak gönderdiği 7 kişiden biri olacak ve orada diğer 5 arkadaşı şehit edilecek. O ve Zeyd b. Desimle isimli sahabi Efendimiz’i bir Mekke müşriğine satacaklar. Müşrikler, onları 1 ay ev hapsine atacaklar. Orada onların o izzetli, vakarlı, teslimiyetli duruşlarıyla nicelerinin hem o 1 aylık süreç içinde hem idam süreci içinde etkileyecekler, kimilerinin imanına vesile olacaklar, hal dilleriyle. Ve o imana yürürken son bir isteğin var mı dediklerinde ‘2 rekat namaz kılmak istiyorum, müsaade ederseniz’ diyecek ve namazı kıldıktan sonra dönüp; ‘ Eğer Hubeyb ölümden korktu diyecek olmasaydınız, öyle uzatırdım, öyle zevk aldım namazdan. Ama ben sırf bunu dedirtmemek için o lezzeti de dünyada bıraktım’ diyecek ve devamla;

‘Ya Rabbi! Halimi Peygamber’e arz etmek istiyorum ama görüyorum ki, ulaştıracak kimse yok. Sen Peygamberime selam gönder!’ Efendimiz o ana Mescidi Nebevi’de otururken; ‘Ve aleyhisselam ya Hubeyb’ diyecektir. Bunun üzerine Ebu Süfyan baktı ki böyle olmayacak (çünkü herkesi meydanda toplamıştı, onu ibret olsun diye idam edecekler iken, insanların onun imanından etkilenmesine sebep oluyor) diyecek ki;

“Hubeyb! 1 şey de seni salıverelim. Tek bir şey; ‘Benim yerimde şimdi Muhammed olsun’ de seni salıverelim..” Hubeyb b. Adiy diyecek ki:

“Vallahi değil benim yerimde Muhammed’in olması, O’nun ayağına bir tek diken batmasına dahi gönlüm razı olmaz.” ve kazılan çukurun içine bir ağacın gövdesine bağlı halde 40 tane yakınları şehit edilmiş kişilerin eline verilen mızraklarla şehit ediliyor. İşte onun o sevdasından hayatlarımıza örnek alacağımız 5 mesaj;

  1. Sevilmesi heyecanın ve hissiyatın değil, imanın konusu olan peygamberini her şeyden ama her şeyden daha fazla sev ki, Hubeyb olabilesin.

Allah aşkına şimdi kalksam, şöyle bir soru sorsam: Beni seviyor musunuz? Desem, dersiniz değil mi; hocaya bişey mi oldu? Çünkü böyle bir soru makul değil. Allah için müminlerin birbirlerini sevmesini bize tavsiye etmişlerdir, severiz de ama bu sorulmaz. Ancak bilin ki, aleyhissalatu vesselam Efendimiz utansa da zorlansa da sahabiye birçok kez bu soruyu sormuştur. Neden? Çünkü Peygamberi sevmek, heyecanın ve hissiyatın konusu değil. Peygamberi sevmek, Ümmetin sadece ona bir vefa borcu değil, Peygamberi sevmek; Kuran’ın sesine ve sedasına lebbeyk ya Rabbi demektir. ‘Nebi, müminlere kendi özcanların daha önceliklidir, daha evladır. Onun hanımları da müminlerin anneleridir.’ Vallahi sevmedikçe bu iş olmaz. Billahi sevmedikçe bu iş olmaz. Tallahi sevmedikçe bu iş olmaz. Ama sevgi sadece dilde de olmaz, Hubeyb gibi amelle olur, Hubeyb gibi hayatla olur

  1. Şehadet, ölümlerin en güzeli, şehadet, düğünlerin taçlı gelini, şehadet müminlerin en büyük emeli; İslam’ı yaşamak ve yaşatmak ızdırabı altında inle ki, o hedefe varabilesin.

Şehadet arzumuz var peki şehit gibi hayatımız var mı? Herkes sorsun kendine. Şehit gibi yaşayana ancak şehadet nasip olur. Allah aşkına kurban bayramlarında Rabbimize kurban ederken bile o hayvanları kusurlu olanları edemiyoruz da, kusurlu olanları Allah nasıl alsın katına? Nasıl şehit olarak kabul etsin? Sen onları gider, ızdırabın O olsun, İslam’ı yaşamak ve yaşatmak adına o ızdırabın altında inle, inle ki, amacın ve arzun emelin ve sevdan şehadet olursa eğer, bir gün o güzel yüzlü sevda sana da gelsin, ulaşsın.

3- Ümeyr gibi kardeş, Zeyd gibi arkadaş, Es’ad gibi abi, Mus’ab gibi muallim edin ki, sadıklarla beraber olasın, sadakatini daim kılabilesin.

Sadık olmak, Rabbimiz’in bizden istediği bir şeydir ama sadık olabilmek için sadıklarla beraber olmak şarttır. Çünkü insan sadık olarak başladığı yolu sadık olarak bitiremeyebilir. Bundan dolayı bakın Rabbimiz ne diyor;’Sadık olun değil, sadıklardan olun. Sadıklarla beraber olun.’ Çünkü ancak o beraberlik, sadakati devam ettirebilir. Dolayısıyla Hubeyb’in ruhunu 21. Asırda diriltmek mi istiyorsun? Kardeşine bak, arkadaşına bak, abine bak, muallimine bak. Onlareğer sahabilerin sevdalısıysa, korkma, sende onlarla beraber olacaksın.

4- Muhabbeti, vakarı ve izzeti kendine azık olarak edin ki, ölüme yürürken bile diriltebilesin, halin ile nicelerinin yüreklerine iman tohumu ekebilesin.

Siz tebliğin sadece dil ile olduğunu mu zannediyorsunuz? Asla! Tebliğ, hal ile olur. Ashabı Kirâm, hepsine ruhlarımız, canlarımız feda olsun. Anadolunun topraklarına imanı getirdikleri zaman ne kendileri Türkçe biliyordu, ne Kürtçe biliyordu, ne Süryanice biliyorlardı, bildikleri tek dil Arapçaydı. Ama pazarda ticaret yaptılar, namaz için titrediler, abdest için sarardılar, halleri ile Anadolu’nun dört bir tarafına iman tohumunu ektiler. Hal ile tebliğ… İnanın kal ile tebliğ’den daha tesirlidir. Bugün söz bizde çok ama hayat olmadığı için halimiz böyle ne yazık ki!

5- Peygamberin sesini ve sedasını âleme ulaştırmayı kendine temel vazife olarak edin ki, 14 asır sonrasından gelsen bile Hubeyb’ce selam verebilesin, Hubey’ce karşılık bulabilesin.

O selamı vermenin de altının dolu olması lazım. Sahabice sevda, yüreklerimizde hakim olmazsa, sadece sevda dillerimizde kalırsa, imanımızın ve sevgimizin ispatı olacak ameller yoksa, ayakları o sevdanın yere basmıyorsa, kimin harcına Hubeyb gibi ölüme yürüyerek, ölüme sevinerek, ölüme koşarak gitmek? Kimin harcı değil sadece burada onun değil, bedeninin olması, ayağına bir tek dikenin batmasına bile gönlüm razı olmaz demek. Allah o sevdayı sevdamız kılsın, bizi sadece söz adamı etmesin, hayatlarıyla sahabenin örnekliği ve önderliğini aleme taşıyan, aleme gösteren bahtiyarlardan, salihlerden, sadıklardan eylesin. Ve o büyük insanların ayak izlerinden bizleri ayırmasın

Amin!…

Muhammed Emin Yıldırım Hocaefendi, 82 İl 82 Sahabi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.