Kırkımız Çıkmış Haberimiz Yok
İnsanoğlu her daim gözünün gördüğünden mahlûkattan, kulağının duyduğu ilahi mesajdan ve yüreğinin derinliklerinde hissettiği rabbani ilhamdan ders çıkarmalıdır. Bu düsturla mercek altına alınması gereken bir hikmette 40 sayısında mevcuttur. Allah-u Teâlâ’nın bu sayıya yüklediği sırlar o kadar muazzamdır ki insanın aklî melekeleri kaçacak delik arar. İşte muhtasar (kısaltılmış) haliyle 40 rakamı:
- 40 sayısı ebced hesabına göre “Mim” harfine denk gelmektedir.
- İbnu-l’Arabi Hazretleri “Kitabu-l’Mim ve-l’Vav ve-n’Nun” kitabında Mim harfinin barındırdığı sırlardan şöyle bahseder:
“Mim harfini telaffuz ettiğin zaman, makabli (öncesi) meksur olan Ya harfidir. Bu harf de düşünen bir kavim için cismani (Dünyevi) illetlere (Sebelere) delalet eder.”
[RİSALELER/Sekizinci Kitap, İbnu-l’Arabi; c:1/86]
- Tecvidde Mim harfi mahreç bakımından; Ağız, burun ve gırtlağın kesişim noktasından çıkması ve nispeten şekil olarak da “Mim” harfine benzemesi, fıtraten bu harfe ne kadar yakın olduğunu ispatlanmaktadır.
- Necip dinimiz bizlere her işin evvelinde besmele çekmeyi, Allah-u Teâlâ’nın ismiyle başlamayı tembihler. Bu kadar önem arz eden bir kelime ise elbet bazı sırlar barındırıyordur. Peki, bu sır nedir? Sır, yine Mim harfinin (40 sayısının) içeriğinde gizlidir. İbnu-l’Arabi Hazretleri besmeleyi;
“Bismillahirrahmanirrahim’deki Mim’in içindeki varlık da bizim bu anlattıklarımıza delalet etmektedir. Çünkü “Bismi” ifadesindeki Mim Âdem’e işaret ediyor. Âdem isimlerin sahibidir (ona isimler öğretildi). Âdem’in ismindeki Med (Uzatma harfi), cisimler âleminin ondan uzanmasına, devam etmesine işaret etmektedir:
“…خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ…”
“Sizi tek bir nefisten yarattık”
[Nisa Suresi: 1]
Nitekim Havva, Âdem’den yaratılmıştır. Eğer başka bir şeyden yaratılmış olsaydı, insanların cismani olarak bir tek nefisten yaratılmış olmaları gerçekleşmiş olmayacaktı. “Rahîm” ifadesindeki Mim Hz. Muhammed’e (sav) işaret eder.”
[RİSALELER/Sekizinci Kitap, İbnu-l’Arabi; c:1/92]
şeklinde yorumlamıştır. Ve Muhammed Zekeriyya Kandehlevi Hazretleri de Fezail-i A’mâl kitabında besmele için;
“Tasavvuf erbabından şöyle nakledilmiştir: Önceki kitaplarda olan her şey Kur’an-ı Kerim’de vardır. Kur’an-ı Kerim’de olanların hepsi Fatiha Sûresi’nde, Fatiha Sûresi’nde olanların hepsi “Bismillah” da vardır. Bismillah’da ne varsa hepsi onun Be harfinde vardır. Be harfi de noktasındadır. Nokta ise Vahtaniyeti yani Allah-u Teâlâ’yı simgeler.”
[Fezail-i A’mâl, Zekeriyya Kandenlevi: 234]
buyurmaktadır. Ve zannımızca Besmele;
“Allah-u Teâlâ’nın bilinmeyi istemesiyle (Be’nin noktasından) başlayan, Âdem (as)‘a bütün mahlukatın isimlerinin öğretmesiyle (Bismi “بِسْمِ” kelimesiyle) insanların varis olduğu, Âdem (as)‘dan Radulullah (sav)’e kadar bütün Nebi ve Rasullere (Rahmân “الرَّحْمَانِ” kelimesiyle) gönderilen, Peygamber Efendimizin dünyaya teşrifi ve peygamberliği (Rahîm “الرَّحِيمِ” kelimesindeki Mim harfi) ile tamamlanan Allah (cc)’nun dini İslam’ın, 19 harflik özetidir.”
şeklinde dillendirmek yanlış olmaz.
- Mim (40 sayısı) harfinin Rasulullah (sav)’i temsil ettiğine bir delilde mübarek isimlerinde mahfuzdur (Gizlidir). “Ehad / اَحَدٌ” kelimesi lugatta “Bir ve tek” manasına gelmekle beraber Allah-u Teâlâ’nın sıfatları arasında bulunmaktadır. Bunun en bariz örneği ise İhlas suresindedir. “Ehad / اَحَدٌ” kelimesine bir adet Mim eklenirse “Ahmed / أَحْمَدٌ” (Rasulullah (sav)’in semadaki ismi), iki tane Mim eklenirse “Muhammed / مُحَمَّدٌ” (Rasulullah (sav)’in yeryüzündeki ismi) kelimesi türetilir. Yani Allah-u Teâlâ’nın Peygamberimize olan sevgisinin mührüdür.
- Namaz insanoğlunun varlığıyla özdeşmiş bir ibadettir. “Âdem / آدَمُ” kelimesine bakıldığı zaman, insanın namazdaki kıyam (أ), rukû (د) ve secde (م) haline benzer bir yapıdadır. 40 sayısı ise Mim remziyle namazın içinde bulunur.
- Mim (40 sayısı) harfi, Fenike dilinde ve doğu sanatında “Su”, Süryanice ise “Yağmur, bereket” manasında kullanılır.
- Bir kadının hamilelik dönemi 40 hafta, doğum sonrası nifas hali 40 gün sürer.
- Anne karnındaki bir bebek ilk 40 günde kan pıhtısı, ikinci 40 günde bir parça et haline gelir ve şekil almaya başlar. Üçüncü 40 günde ise ruh üflenir.
[Buhari, İmam-ı Buhari; Bediu-l’Halk: 6]
- Allah-u Teâlâ’nın kelamı Kur’an-ı Kerim’de;
“(Biz) insana, ana-babasına iyilik etmeyi de tavsiye ettik. Anası onu zahmetle(karnında) taşımış ve onu zahmetle doğurmuştur. Hem (ana karnında) taşınması ile sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihâyet gücü kemâle erip, (yaşı) kırk seneye vardığı zaman dedi ki: “Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimetine şükretmemi ve razı olacağın sâlih bir amel işlememi bana ilham eyle ve benim için zürriyetim içinde iyi hal(in devamını) nasip et! Doğrusu ben, sana tevbe ettim ve şüphesiz ben, (sana) teslim olanlardanım.”
[Ahkaf Suresi: 15]
buyurarak insanın 40 yaşına geldiğinde tam bir olgunluğa, kemale erdiğinden bahseder.
- Sembolik olarak da 40 mükemmeliyetti remz eder(Simgeler). 4 zamanı ve 10 da bilgiyi temsil eder. [4 (Zaman) x10 (Bilgi) = 40 (Kemâlât)]
- Allah-u Teâlâ Âdem (as)’ı yaratıldığı zaman, Salsal (Balçık) halde 40 yıl bekletmiştir.
[Ruhu-l’Beyan Tercümesi, İsmail Hakkı Bursevî; c:1/368]
- Nuh tufanında yeryüzüne 40 gün boyunca yağmur yağmış ve yeryüzü 40 gün sular altında kalmıştır.
[Ruhu-l’Beyan Tercümesi, İsmail Hakkı Bursevî; c:12/208]
- Yunus (as) balığın karnında 40 gün boyunca kalmıştır.
[Ruhu-l’Beyan Tercümesi, İsmail Hakkı Bursevî; c:17/315]
- Musa (as) Tur Dağı’nda Allah-u Teâlâ ile 40 gün ve 40 gece kelam etmiştir.
[Ruhu-l’Beyan Tercümesi, İsmail Hakkı Bursevî; c:9/180]
- Hazreti Hatice annemiz 40 yaşındayken Rasulullah (sav) ile evlenmiştir.
[Siretu-n’Nebi, İbni Hişam; c:1/249]
- Rasulullah (sav) 40 yaşındayken kendisine peygamberlik verilmiştir.
[Siretu-n’Nebi, İbni Hişam; c:1/309]
- Ümmet-i Muhammed içinde her daim İbrahim (as) tabiatı üzere 40 kişi bulunur.
[Müsned, Ahmed b. Hanbel; c:1/112]
- Mehdi (as) 40 yaşında Mehdiliğini ilan edecektir.
[Kenzu-l’Ummal, Ali el-Muttaki; Hadis no: 38680]
- İsa (as) yeryüzüne 40 indirildiği zaman 40 yıl hüküm sürecektir.
[Mecmau-z’Zevaid, Nureddin el-Heysemi Hadis no:13789]
- Kur’an’ın 40.Suresi Mü’min Suresidir ve 40. ayeti de Mü’minler ile alakalıdır.
- Beş vakit namazın toplamı 40 rekattır.
- Malın kırkta biri zekât olarak verilir.
- Her kim kırk gün süreyle cemaate devam eder ve ilk tekbire yetişirse, Allah-u Teâlâ o kimseye iki kurtuluş yazar birisi ateşten diğeri münafıklardan kurtuluş.
[Sünen, İmam-ı Tirmizi: 241]
- Tırnak kesmek, koltuk, kasık temizlemeyi kırk günden fazla geciktirmek günah olur.
[Saadet-i Ebediyye, Abdulhakim Arvasî: 262]
- Kur’an-ı Kerim’i kırk günde bir hatmetmek müstehaptır.
[Saadet-i Ebediyye, Abdulhakim Arvasî: 1009]
- Cenazeyle beraber 40 adım atanın 40 büyük günahı affolur.
[Saadet-i Ebediyye, Abdulhakim Arvasî: 1003]
- Bir kimsenin cenaze namazında 40 kişi bulunursa o kimsenin günahları affedilir.
[Sünen, Ebu Dâvud, Cenaiz 3166; Sünen, İmam-ı Tirmizi: Cenaiz 40; Sünen, İbn Mâce: Cenaiz 19]
- Her gece 40 ayet okuyan gafillerden yazılmaz.
[Şuabu-l’İman, Beyhaki: 3/497]
- Âmâ ile 40 adım kadar yol gösterene (yani beraber yürüyene) cennet vacip olur.
[Camiu-s’Sagir, İmam-ı Suyuti:8893]
- Bir kimse 40 gün helal lokma yerse kalbini Allah-u Teâlâ nurla doldurur.
[İhya-u Ulumi-d’Din, İmam-ı Gazali: 2/236]
- Allah rızası için 40 hadis ezberleyip, bildiren âlim olarak haşrolur.
[Sahih, İmam-ı Buhari: Tarih 3/141]
- Musa (as) Tur Dağı’na gitmesinin akabinde, Yahudiler hemen Samirî’nin yaptığı buzağıya tapınmaya başladı. Tapınma işi 40 gün sürdü. 40 gün sonra Musa (as) geldiğinde bu duruma çok kızdı ve Allah (cc) da her güne bir yıl olmak üzere Yahudileri, 40 yıl Tih Çölü’ne hapsetti.
[Ruhu-l’Beyan Tercümesi, İsmail Hakkı Bursevî; c:9/245]
- Bir lokma haram yiyenin kırk gün duası ve namazı kabul olmaz.
[Ramûz-el-Ehadis, Ahmed Ziyauddîn-i Gümüşhanevi: 4/409]
- Bir kimse 40 yaşını geçtiği halde, günahları sevaplarını geçmediyse kendini cehenneme hazırlansın!
[Keşful Hafa, Aclûni: Hadis no:2344]
- Kim kırk gün kendini sırf Allah rızasına adarsa, hikmet pınarları kalbinden lisanına akmaya başlar.
[Kenzu-l’Ummal, Ali el-Muttaki; Hadis no: 5271]
- Şafii mezhebinde 40 kişi cemaattir.
[el-Minhac, İmam Nevevî: 86]
- Kürtçe çile “40 gün” manasına gelir. İnzivaya çekilen bir kişi ise 40 günde evliya olduğu hasebiyle bu ufak odaya “Çilehane” yani “40 Günlük Ev” denilmiştir.
- Üzüm 40 gün bekletildiği zaman sirkeye dönüşür.
- Plaka numarası 40 olan ilimiz Kırşehirdir. Osmanlı Devletinin esnafını hem maddi hem manevi yönden ihya eden o zamanın, Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu olan “Ahi Teşkilatı” ve bu konfederasyonun başındaki “Ahi Evran” Kırşehir’de bulunmaktadır.