Dinimiz, hayatın gayesinden uzak, boş ve faydasız oyun ve eğlencelere karşıdır. Çünkü Yüce Peygamberimiz (a.s.m.), “Benim oyun ve oyalanma ile ilgim yok. Oyun ve oyalanmanın da benimle ilgisi yok. Benim boş işle ilgim yok, boş işin de benimle ilgisi yok” (Câmiüssağîr: 7241) buyurarak, mühim ve ebedî gayelerimize dikkat çekmiştir.
Bununla birlikte, dinimiz sürekli yüksek veideal tavırlar sergilemeyi uygun görmez. Çünkü, insanda his ve heves de vardır. Bunun için Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Meşrû dâirede eğleniniz ve oynayınız. Ben dininizde bir katılığın görünmesinden hoşlanmıyorum” (Câmiüssağîr: 1582) buyurmuştur.
Bu yüzden dinimizin prensipleriyle çelişmeyen, yasak sınırına girmeyen her türlü oyun ve eğlence meşrûdur. Ancak bunun miktarını, kişilerin kabiliyetleri, vazifeleri, yaşları ve sorumlulukları belirler. Çünkü, kısacık hayatta ebedî bir Cenneti kazanmak için gönderilen insan, meşrû da olsa eğlencede israfa gitmemelidir.
Bunun için diyebiliriz ki:
1- Gençlerimizin tercih edecekleri eğlenceler, içki, kumar, mahremiyet ve tesettür ihlâli gibi yasakları barındırmamalıdır.
2- Eğlenceler, farz ibâdetlerimize ve aslî görevlerimize engel olmamalıdır.
3- Oyun ve eğlenceye ayrılan zaman, “israf” sınırına dayanmamalıdır. Çünkü en büyük varlığımız zamandır; boşu boşuna hebâ edilmemelidir.
4- Oyun ve eğlencelerimiz de, bir yönüyle eğitici, öğretici ve ebedî îman dâvâsına hizmetçi olmalıdır.
Bu maksatla tertiplenen yemekler, geziler, piknikler, mûsikî programları, bir taraftan bizleri neşelendirmeli, diğer taraftan da faydalı sohbetlere, ilmî müzâkerelere veya bazı gençlerin îman ve İslâmî hayatla tanışmalarına sebep olmalıdır.
İşte o zaman o eğlenceler de sevap kazandırır.
Gençlerimizin, arkadaşlarını îman ve Kur’an hizmetine ısındırmak, teşvik etmek, sevdirmek maksadıyla tertipledikleri yemek, gezi ve piknik programları, tam bir ibâdettir. Peygamber Efendimiz de (a.s.m.) İslâmiyeti anlatmak için Mekkelilere sık sık yemek verirdi.
Gençlerimizin arkadaş gruplarıyla bir araya gelerek ilmî sohbet etmeleri, şiir okumaları, edebî mütalâalarda bulunmaları, meşrû müzik icrâ etmeleri de meşrû ve sevaplı bir eğlencedir.
Bu arada dinimizin ebedî mesajlarının konu edildiği, piyesler, tiyatrolar, filmler de güzel bir tebliğ ve eğlence vasıtalarıdır.
Ayrıca hem eğlence hem tebliğ maksadını güden geceler, anma günleri, gençlik ve dostluk şölenleri, çeşitli dallardaki yarışmalar, müzik programları da çok faydalı ve önemlidir.
Gençlik çağı, duygu ve heyecan dönemidir. Bu çağda hizmet ederken şevk ve heyecanı da ihmal etmemek gerekir.
Ayrıca yasak eğlencelerin bir sel gibi akın ettiği günümüzde, onlara alternatif meşrû eğlencelerimizi yaşatmak gerekir.
Çünkü herkes aynı seviyede ve yaratılışta olmaz. Sürekli ciddi ve yoğun işlerle uğraşan gençlerimiz, bir gün içlerindeki eğlence ve dinlenme arzusunun isyanı altında ezilebilirler. Bu hususta en doğrusu Yüce Peygamberimizin (a.s.m.) istikametli, vasat, geniş ve rahat yoludur. En doğrusu, kişinin kendisini fazla sıkmadan kaldırabileceği yoldur.
Allah gençlerimizi zamanımızın gayr-i meşrû eğlencelerinden korusun.