Peygamberimiz’in Sünneti
Haksızlık karşısında bize gerçekleri haykırmayı öğütleyen bir Peygamberin(sav) ümmetiyiz. Haksızlığın karşısında konuşmayı, yapılan yanlışlığı gücümüzün yettiğince düzeltmeyi öğütleyen bir Peygamberin. Günler aktıkça, seneler geçtikçe biz onun o güzel ve hayırlı yolundan sapmaktayız.
Onun gibi olabilmekten, onun davrandığı gibi davranmaktan çok uzaklaşıyoruz. Hadis-i şeriflerine gereken kıymeti veremiyoruz. Verenlerimiz elbette vardır, fakat yeni yeni oluşmaya başlayan bir takım zevat Peygamberimizin Hadislerini ve sünnetlerini inkar ediyor. İnkar etmekle de kalmıyorlar, Peygamber efendimizin (sav) sünnetini uygulayanları gerici olmakla suçluyorlar. Asırlar boyunca öğütlerine sıkı sıkı sarılanların memnun olduğu bir Peygamberi susturmak istiyorlar. Peygamberimizi (sav) yaşamımızdan örnek alamadığımız takdirde hayırdan uzaklaşacağımız bilinen bir gerçektir.Onlarda bu amaçları doğrultusunda bizi Sünnetten ve hadisten uzaklaştırarak, hayır yolundan saptırmak istiyorlar. Nitekim belirli bir oranda da başarılı oldukları söylenebilir. Hadislerde geçen, ve Peygamber efendimizin (sav) bizzat takındığı tavırları takınmamız halinde bakışlar bizlere yöneliyor, insanlarda bir garipseme duygusu seziliyor. Peygamber efendimiz (sav) yaklaşık 1400 yıl önce, 1400 yıl sonrasını görerek bizlere şöyle buyuruyor ;
Terk olmuş, unutulmuş bir sünnetimi, eğer,
Her kim ki ihyâ eder, diriltir, canlandırırsa,
Bunu yapan mü’mine, yüz şehîd ecri vardır.