Resulullah’ın Sırdaşı Huzeyfe b. Yemani

0
861
Resulullah’ın Sırdaşı Huzeyfe b. Yemani

Herbiri birbirinden değerli Ashab-ı Kiram’ın hayatlarından inciler paylaşmaya devam ediyoruz. Resulullah’ın Sırdaşı Huzeyfe b. Yemanı isimli yazımız ile bu sahabenin hayatından hayatımıza çok değerli bilgiler aktarmaya çalışacağız. 1. madde ile başlıyoruz.

1-Elde ettiğin makam ve mevki ne kadar büyürse büyüsün, yanında sırlarını paylaşacağın dostların olsun. Resulullah bile kendisine sırdaş edindiyse, sen nasıl bundan beri olabilirsin ki?

Sırdaşsız olmaz, dostsuz olmaz. Kardeşim dediğin dostların olacak etrafında. Kardeşten de belki öte. Öz anadan babadan senin kardeşin ona veremeyeceğin bazı sırları o dostum dediğine vereceksin. Ama sen birini kendine sırdaş edinmişsen eğer, sende birine sırdaş olacaksın. Çünkü dostlukla yürünür risalet caddesinin bu zorlu yolu.

2- Sana sır olarak verilen her şey bir emanettir. Emanete ihanet ise nifaktır. Ser gitmeli, ama sır çıkmamalıdır. Sırları ifşa edersen nasıl O’na (sas) ümmet olabilirsin ki?

Sırları ifşa edersen, nasıl O’na ümmet olabilirsin ki? Ümmet olmanın yolu bu. Adam seni sevdi. Sana güvendi. Sana sırrını verdi. Yarın aranız bozuldu, ne olacak? Eğer sen ümmeti Muhammed’den isen, o sırrı yine ifşa etmeyeceksin. Adam sana düşman oldu, senin babanın katili oldu. Ama sırrı sende! Eğer sen bunu bilirsen, ser gider ama sır çıkmaz demelisin. Ümmeti Muhammed’den olmak istiyorsan, yolu bu!

3- Sırların son nefese kadar saklanabilmesi, ancak dünyevi hiçbir hesap içerisine girmemekle mümkündür. Eğer içinde gizli hesapların, varmak istediğin menzillerin varsa, nasıl hasbî kalabilir ve nasıl sadakat sahibi olabilirsin ki?

İçinde hesabın var; elde edeceğin bir makam, bir mevki neyse artık. Kazanacağın bir mal, bir mülk, neyse. Böyle bir hesabın varsa eğer, sen sırrı saklayamazsın. Bakın Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Huzeyfetü’l Yemani’nin dışında da çoklarına da sır verdi. Huzeyfe b. Yeman’a verilen sırlar özel sırlardı. Bakın Kuran’a geçin, gidin okuyun Tahrim suresini. Hanımları sırlarını ifşa etti Efendimiz’in (sav) Tek odur örnek. Yoksa Enes b. Malik’e bir sır verdi. Ümmü Süleym anası Enes b. Malik’in. Uzaktan seyrediyor. Bakıyor ki Efendimiz (sav) geldi, kulağına eğildi bir şey söyledi. Enes’in yaşı daha 10, 11. Hanım hali. Merak etti. Hemen çağırdı oğlunu. ‘Oğlum ne oldu? Allah Rasulü (sav) sana ne söyledi?’

‘Ana o sır, asla sana söyleyemem’ anaya bakın anaya. Ne dedi biliyor musunuz ?

‘Sakın söyleme. Madem Resulullah (sav) sana sır olarak verdi, sakın söyleme’A ma hanımlardan birine, söyleyeyim kim olduğunu –yüreğinizde bir kırgınlık olmasın, onlar bizim analarımız hatalarıyla da- Hafsa anamıza bir sır verdi, tutamadılar sırrı. Tutamadıklarını Rabbimiz ifşa etti Tahrim suresinde. Neden bir hesapları vardı onların içlerinde. Hanımların kendi içlerindeki bir hesap, sırrı saklatamadı. Hesabın olmayacak, sırrı saklamak istiyor musun? Hiçbir hesabın olmayacak. Hesabın olmazsa eğer, sırrı saklayabilirsin.

4- Mümin her an nifaka düşme korkusu ile yaşayan insandır. Kalbinin ibresini, ihsan şuuru ve infak adımları ile iman üzere ayarlayandır. Yüreğinde ben münafık mıyım korkusu yoksa nasıl nifaktan uzak olabilirsin ki?

O korku her an yüreğinde olacak. Korkuyla ümit arası gidip geleceksin. Bu işin yolu bu.

5- Adamlığın zirve hali ne boy, ne soy, ne cep, ne makam, nede mevkidir. Hiçbir rüzgârın değiştiremediğine ve savuramadığına adam denir. Yaşadığın dünyada bazı şeyler karşısında değişiyorsan, nasıl Hz. Huzeyfe’nin arkadaşı olabilirsin ki?

Bunları inşallah yüreklerinizde tutacaksınız. Hiçbir rüzgarın değiştiremediğine ve savuramadığına adam denir! Yaşadığın dünyada bazı şeylerin karşısında değişebiliyorsan, mesela ney? Esnafsın, tüccarsın. E faiz tatlı. Sen onun karşısında değişmiyorsun, duruyorsun. Korkma! Sen Huzeyfe’nin yolundasın. Talebesin, hiçbir şey seni ilimden alıkoymuyor. Hiçbir şeye takılmadan değişmeden yürüyorsun. Korkma! Sen Huzeyfe’nin arkadaşısın. Mevki sahibisin, makam sahibisin. Şu şunu der, bu bunu der diye endişelenmiyorsun, tam kitabın ortasından, usulüne ve uslübüne uygun konuşuyorsun, korkma! Sen Huzeyfe’nin arkadaşısın.

Alimsin, muallimsin, hocasın, kürsü sahibisin, ne isen… Hak ve hakikat adına ne varsa, onu söylüyorsun. Korkma! Sen Huzeyfe’nin arkadaşısın. Eğer bunlar yoksa, eğer virgül kadar menfaat için sen  uzanmaya, eğilmeye başladınsa olmadı işte! Adamlık olmadı. Huzeyfe’ye arkadaşlık da olmadı.

Allah bizi O’na arkadaş etsin, O’na dost etsin, O’nun yolundan ayırmasın. Madem O’nun adına burada bir sofra kurduk, O’nu anlamaya, O’nu kavramaya, O’nun rehberliğinde hayatımıza yön vermeye çalıştık. Mevla hayatımızın sonuna kadar O’nun yolunda yürütsün. İnşallah nasıl bizi burada –Ardahan’da- şu soğukta, şu kışta; böyle bir mevsimde O’nun adına bir mecliste böyle bir güzel toplantıda buluşturduysa, yarın Cennette O’nun ev sahibi olduğu bir sofrada, O’nun davetiyle, sıcakta, güzellikte, selamet ile Cennet yurdunda da toplanmayı bizlere nasip eylesin! Ev sahibi orada O olsun, diğer Ashabı Kirâm olsun, Resulullah (sav) orada önümüzde olsun, rehberimiz olsun, sözün sahibi olsun, konuşan O (sav) olsun, dinleyen biz olalım. Sahili selamete, darus-Selam’a o rehberlerin rehberliğinde yürüyenlerden olalım inşaAllah.

Muhammed Emin Yıldırım, 82 İl 82 Sahabe

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.