Şeriatçı Olmak
İnsanlar şeriat kelimesini duyunca ürperiyor, korkuyor. Şeriattan, öcüden kaçar gibi kaçıyorlar. Çoğu zaman verdikleri cevaplar tutarsız, asılsız ve saçma. Şeriatı el-ayak kesmekten ibaret sananlar var. En kötüsü de şeriatı inkar eden Müslümanlar var. Bu konuda bize düşen ise bilmeyenlere bildirmektir, duymayanlara duyurmaktır. Okumalıyız, bu konuda fazla bilgi sahibi olup, bilmeyenlere aktarmalıyız. Şeriatın, onların zannettikleri gibi olmadığını, Allah’ın kanunu ve güzel hayırlı yol olduğunu göstermeliyiz. Gerçeğini doğrusunu anlatmalıyız. Şeriatın güzelliklerinden bahsetmeliyiz. Şeriatla ilgili olan ayet ve hadislerden bahsetmeliyiz.
“Bundan sonra seni emirden olan bir şeriât ile vazifelendirdik”(Casiye/18) Ayetini hatırlamamız ve hatırlatmamız gerekir…
Ey aklı erenler, özü sözü temiz kimseler, korunmanız, sakınmanız için kısasta size hayat var.(Bakara/179)
Kısas tek başına şeriat olmamakla beraber şeriat kanunun belirli suçlarda infaz edilmesini gerekli kıldığı kuraldır. Şeriat kelime anlamıyla Arapça kökenli bir sözcük olup; “yol, mezhep, metot, âdet, insanı bir ırmağa, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol” anlamına gelir. (vikipedia) Evvela şeriatın anlamından yola çıkabiliriz. İnsanların kullandıkları mesnetsiz boş cümlelere bu şekilde karşılık verebiliriz. Malum “sen şeriatçısın” diye insanları iten ve onları fişleyen bir zihin yapısı hala mevcut. Evet yukarıda belirttiğimiz ve Allah’ın buyurduğu kısas da sizin için hayat vardır ayeti kerimesinden de anlayabileceğimiz gibi şeriat ve onun emrettiği kanunlarda bizim için güzellik vardır. Nedir bu güzellik diye soracak olursanız şunu söyleyebilirim. Şeriat kanunlarına göre bir kişiyi öldüren bir insan kısas yani ölüm cezasıyla cezalandırılır. Bunu “Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır”. (Bakara/178) ayeti kerimesiyle kanıtlayalım.
Bu ayetten de anlaşılacağı gibi kısas Kitab-ı Mukaddes de geçiyor. Peki güzellik bunun neresinde. Şöyle ki bir kişi öldürdüğü adamdan dolayı idam edilirse, Allah ona ahirette ona öldürdüğü kişi için inşaallah hesap sormaz. Çünkü o kişi cezasını dünyada idam edilerek çekmiş. Aynı şey hırsızlık mevzusunda da geçerlidir. Allah , bizim ahirete dünyada her türlü pislikten kötülükten arınarak gelmemiz için çeşitli bahaneler yaratır. İnsan çektiği hastalıklardan, kazalardan kötü olaylardan sonra günahlarının bir kısmı temizlenir. Yani yaşadıkları kötü ve hayırsız gibi gözüken olaylar onun günahına kefaret olur. Şeriat kanunları da bunları temsil eder. İnsanın dünya da yaptığı büyük günahların bu dünya da cezasını görerek ahirete kalmamasını sağlamak. Daha sonra belirtmeliyim ki şeriat cezalarında bir caydırıcılık söz konusudur. Şöyle bir etrafımızdaki şeriatla yönetilen devletlere bakalım. Biz Müslümanlar şeriatla yönetilen, örneğin, İRAN diyelim. Şeriatın hakkıyla uygulanmadığına inanırız. Öyle ki istatistiki olarak baktığımız da Türkiye suç işleme oranında İran’ın yaklaşık 10-20 katı. Buradan da görebileceğimiz gibi. Şeriatın sadece ismi bile yetiyor. Devam edeceğiz
http://egemendogan.blogspot.com.tr/2014/07/seriatc-olmak-1.html