İnsanlık icâbı herkes günâh işleyebilir. Akıllı bir mü’min bu hatâ ve kusurlarından dolayı hemen pişmanlık duyarak bu hatâ ve kusurlarından (günâhlarından) tevbe etme ve pişman olma yoluna gider. Önemli olan günahta ısrar etmemektir. Günah işleyen bir kimse hiç vakit kaybetmeden pişmanlık duymalı derhal tevbe etmelidir. Günahlardan kurtulmanın en kolay yolu tevbe ve istiğfardır.
Allâh’a karşı bir gaflet eseri olarak veya nefse uyarak günah işlendiğinde onun kefâreti olarak büyük bir nedâmet içerisinde O’na teveccüh etmek gerekmektedir.
Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
“Şeytan seni bir kötülüğe sevketme girişiminde bulunursa, hemen Allah’a sığın.” (Fussilet (41), 36)
“Onlar çirkin bir günah işledikleri veya herhangi bir günaha girerek kendilerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar ve günahlarını bağışlaması için O’na niyazda bulunurlar. Günahları ise Allah’tan başka affedecek kim vardır? Ve onlar işledikleri günahta bile bile ısrar etmezler.” (Âl-i İmran: 135)
Kötülük yapan bir kimsenin bunun yerine iyilik yapması, kötülüğü iyilikle defetmesi istenmektedir.
Bir sabah Peygamber Efendimiz – sallallâhu aleyhi ve sellem – müezzini Bilâl’i çağırdı ve ona:
-”Bilâl! Hangi ameli yaparak benden önce cennete girdin? Dün gece cennette, senin ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum” diye sordu. Bilâl -radıyallâhu anh- de:
– Yâ Rasûlallâh! Ne zaman bir günah işlesem arkasından hemen kalkıp iki rek’at namaz kılarım, abdestim bozulduğunda da vakit geçirmeden hemen abdest alırım. (Her abdest aldığımda da Allâh’ın üzerimde iki rek’ât namaz hakkı olduğunu düşünürüm ve kılarım. ) dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm-:
– “İşte bunun sâyesinde” buyurdular. (İbn Huzeyme, Sahîh, II, 213 (1209)
Peygamber Efendimiz – sallallâhu aleyhi ve sellem – “Günahlardan samimi olarak tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir.”
İbni Mace züht , 30
Bilerek veya bilmeyerek (elinde olmayarak herhangi bir günâh işleyen kimse hemen pişmanlık, nedamet ederek tevbe eder.
İşlemiş olduğu hata ve kusurdan (günâhtan), tevbe etmek için güzelce bir abdest alır. Sonra tenha bir yerde “Niyet ettim tevbe namazı kılmaya” diyerek 2 rek’at bir namaz kılar ve Allâhü Teâlâ’dan afv ve mağrifet diler (ister).
Tevbe namazının tenhalarda, kırlarda kılınması mendubdur.
Tevbe ve Tevbe namazı her zaman her yerde kılınabilir. Ancak duaların kabul olduğu vakitlerde, bilhassa mübarek zamanlarda ve mekânlarda kılmak güzeldir. Normal namaz gibi kılınır. Fatiha’dan sonra belirli bir sureyi okuma şartı yoktur. Ama bilenler, dua, tevbe ve istiğfar ayetlerini okuyabilirler. En az iki rekât kılınabileceği gibi, kişinin gönlünün rahatlayıp tatmin olduğu miktar kadar da kılınabilir. Önemli olan, günahtan dolayı mahzun olup, kırık bir kalp ve yaşlı bir gözle Allah’a sığınmak ve affedileceğinden ümit beslemektir.
[tab title=Hadis-i Şerifler ]Bir sabah Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem müezzini Bilâl’i çağırdı ve ona:-“Bilâl! Hangi ameli yaparak benden önce cennete girdin? Dün gece cennette, senin ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum” diye sordu.
Bilâl -radıyallâhu anh- de:
– Yâ Rasûlallâh! Ne zaman bir günah işlesem arkasından hemen kalkıp iki rek’at namaz kılarım, abdestim bozulduğunda da vakit geçirmeden hemen abdest alırım. (Her abdest aldığımda da Allâh’ın üzerimde iki rek’ât namaz hakkı olduğunu düşünürüm ve kılarım. ) dedi.
Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm-:
– “İşte bunun sâyesinde” buyurdular.
| İbn Huzeyme, Sahîh, II, 213 (1209)
Esma b. el-Hakem, Ali (r.a)’yi şöyle derken işittim, demiştir:
“Ben Resulullah (s.a.v)’den bir şey duyduğum zaman Allah’ın dilediği ölçüde onunla amel etmeye çalışan biriyim Efendimizin ashabından birisi bana bir hadis verirse, ondan yemin etmesini ister, yemin ederse kabul ederim.
Ebû Bekir (r.a) doğru söyler-bana şöyle haber verdi:
“Resulullah (s.a.v)’ı “Bu kimse bir günah işler de akabinde güzelce abdest alır, sonra kalkıp iki rekat namaz kılar ve Allah’tan bağışlanma dilerse, Allah onu mutlaka bağışlar” derken işittim, Resulullah devamla: “Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah ‘ı anarlar…” meâlindeki ayeti sonuna kadar okudu”
| Ebû Davûd, Sünen, Vitr, 26).
Günahına pişman olup abdest alıp, namaz kılanı ve günahı için istiğfar edeni, Allahü teâlâ affeder.
| Nesai
Hz.Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“İnsanoğlunun herbiri hatakârdır. Ancak hatakârların en hayırlısı tevbekâr olanlarıdır.”
| Tirmizî, Kıyâmet 50, (2501); İbnu Mâce, Zühd 30, (4251).
Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin elini açar.
Gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz elini açar, bu hal, güneş batıdan doğuncaya kadar devam edecektir. Burada “el”, Allah’ın ihsan ve fazlından kinayedir.
| Müslim, Tevbe 32, (2760).
İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Son nefesini vermedikçe Allah, kulun tevbesini kabul eder. ”
| Tirmizî, Da’avât 103, (3531); İbnu Mâce, Zühd 30, (4253).
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim güneş batıdan doğmazdan evvel tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder.”
| Müslim, Zikr 43, (2703).
Zirrü’bnü Hubeyş anlatıyor:
“Saffân İbnu Assâl el-Murâdî (radıyallahu anh) bize, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın şöyle söylediğ’ini rivayet etti:
“Mağrib cihetinde bir kapı vardır. Bu kapının genişliği -veya bunun genişliği binekli bir kimsenin yürüyüşüyle- kırk veya yetmiş senedir. Allah o kapıyı arz ve semaları yarattığı gün yarattı. İşte bu kapı, güneş batıdan doğuncaya kadar tevbe için açıktır. ”
| Tirmizî, Da’avât 102, (3529).
[/tab]
[tab title=Soru Ve Cevaplar ]
Tevbe Namazı Nedir?
Bir Müslüman, insan olarak bir günah işlerse, bundan pişmanlık duyması yani tövbe etmesi gerekir. İşlenen her çeşit günahtan dolayı Allah Teâlâ’ya tövbe etmek ve bir daha işlememek üzere “kalbi azim”de bulunmak esastır.
İşlediği günahlarına pişman olan kişinin Allah’ın fazl ve keremine, tövbeleri kabul ediciliğine sığınmaya ihtiyacı vardır. Bunun için iki rekat namaz kılarak işlediği günahtan dolayı mağrifet olunmayı dilemesi menduptur.
Tevbe Etmek İçin Namaz Kılmanın Önemi Nedir?
Tövbe ve istiğfardan önce kılınan iki rekat namaz kişiyi dünyadan ve dünya zevklerinden uzaklaştırıp Allah’a yaklaştırır. Yaptığı rükû ve secdeler Allah’ın huzurunda ihtiyaç ve zaafına, onun gücü karşısında aczine işaret eder. Bu ruh hali içerisinde Rabbine el açıp dua eden, af dileyen kişinin dua ve tövbesi kabul edilmeye daha lâyıktır. Ayrıca yapılan kötülükten sonra namaz kılmakta,
“…İyilikler kötülükleri giderir.” (Hud,11/114) meâlindeki ayet-i kerimenin ifade ettiği manânın tahakkuku görülmektedir
(Ebu Davud, Sünen, terc. heyet, 6/23, Ayrıca bkz: Tefsiru Sindî, Âl-i İmran, 14; Tirmizî, Salât, 181; Ahmed b. Hanbel, I, 2-9-10).
Rivâyette geçen ayetin tam meâli şöyledir:
“Onlar fena bir şey yaptıklarında vera kendilerine zulmettiklerinde, Allah’ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah’tan başka bağışlayan kim vardır? Onlar yaptıklarında bile bile direnmezler” (Âl-i İmran, 3/135).
Ayet-i Kerime’deki “fena birşey”den murat, “zina misali çok çirkin, görülen fiiller, bunun yanında büyük günahlar ve başkasını da ilgilendiren günahlardır” (M. Hamdi Yazır, Kur’an Dili, II, 1177).
“Kendine yani nefse zulüm “de tefsirlerde geçtiği şekliyle, zina kaydı olmadan herhangi bir günah veya başkasını ilgilendirmeyen, başkasına dokunulmayan günahlar ve küçük günahlardır
(Seyyid Kutub, Fizilâl-il-Kur’an, terc. heyet, II, 454; İbn Kesir, Tefsir, terc. B. Çetiner, B. Karlığa, IV, 1370; M. Hamdi Yazır, Kur’an Dili, II, 1177).
Bütün bunlardan anlaşılan odur ki, Allah’ın muttaki kullarının hasbelbeşer işledikleri herhangi bir günahta derhal Allah’ı hatırlayarak haya ve korkularından dolayı günahlarına tövbe etmeleridir.
Bunun da çıkar yolu Allah Resulunun öngördüğü şekilde iki rekat namaz kılıp daha sonra istiğfar etmeleridir.
Tevbe Namazı Gibi Bir Nafile Namaz Kılarken Dördüncü Rekatta Namaz Bozulursa İlk İki Rekat Geçerli Midir?
Hanefilere göre, bir nafile namazın iftitah tekbirine başlamakla yahut ilk iki rekâtı sağlam bir şekilde eda edilmiş bir namazın üçüncü rekâtına kalkmakla o namazı tamamlamak mecburî olur. Şayet ikinci yarıda nafile namaz bozulursa sadece son iki rekâtı kaza etmek gerekir, namazın fesadı ilk iki rekata sirayet etmez. Çünkü nafilelerde her iki rekât tek başına bir namazdır. Buna göre, bir kimse nafile bir namaza başlasa, sonra bu namazı bozsa onu kaza etmesi gerekir. Eğer böyle bir kimse dört rekât kılıp ilk iki rekâtında oturmuşsa, sonra da son iki rekâtı bozmuşsa iki rekâtı kaza edecektir.
(ez-Zuhayli, İslam Fıkhı, II, 183)
[/tab]
[/tabs]