Kuran’ı yaşamanın önündeki engellerimiz 1
‘Bismillahirrahmanirahim ‘
‘Elhamdulillahi Rabbil alemin’
‘La ilahe illallah Muhammeden Rasulullah’
‘Sallallahu aleyhi ve sellem’
Kuranı okumak , dinlemek , anlamak bir ibadettir. ‘En önemlisi de yaşamak. Yaşamak en güzel ibadettir.’
“Kur’ân okunduğu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki, rahmete nâil olursunuz.”
(A’raf suresi 204.)
“Gerçekten bu Kur’an, kendisine sıkıca tutunanları doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü’minlere kendileri için muhakkak büyük bir mükâfat olduğunu da müjdeler.” (İsrâ Suresi 9)
“İmam Ahmed’in Ebu Hureyre’den (r.a) rivayetine göre Rasulullah (s.a) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın kitabından bir ayet-i kerimeyi dinleyen bir kimseye katlanmış olarak bir hasene yazılır. Kendisi bir ayet okuyacak olursa, Kıyamet günü bu onun için bir nur olur.” Kuran’ımızı anlamak, yaşamak için okumalıyız. Bu okuma kuru bir ezber olmamalı. Efendimiz Rasulullah sallallahu elayhi vesellem ile gelen vahyin kastettiği manadan uzak, Kuran’ın kavramlarını hayatına sindirememiş, özünü ve bütününü bir yaşam felsefesi yapmayan bireyler, aileler
ve toplumumuz Kur’an ile iletişimi ve bağı kopuk , hasassiyeti zayıf , kurak yüreklerdir.
“Bu Kuran, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır”. (Sad suresi 29)
“Gerçekten size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap geldi. Rızasını arayanı Allah o kitapla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkartır, dosdoğru yola iletir.” (Maide Suresi 15-16)
Gelişen teknolojinin, değişen nesillerin , çağımızın getirdikleri ile değerleri yitiren ailelerin Kur’anı anlama ve yaşamadaki en büyük problemleri haram ve günahlardan sıyrılmadan, emir ve yasaklara uymadan yaşaması yer almaktadır. Engellerimiz aile hayatımız , çevremiz, okulumuz , sokaklarımızda. Zillet , küfür, şirk dolu caddelerin şehirlerin yeniden temizliğe,yeniden imar edilmeye ihtiyacı var. Beton yığınlarının arasında zihinlerimizin algısı ilgisi arzu ve istekleri ehli dünya olmuş, yüreklerimiz hep dünyalık bir zindana çevrilmiş durumda. Toplumun haram ve günah dolu beklentileri , eylem ve söylemleri , aile hayatlarımızın içindeki huzursuz, güvensiz , iletişimsiz atmosferi bizim Kuran’ı anlama ve yaşamadaki engellerimiz arasında.
De ki: “Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.” ( Enam Suresi 162.)
” O müminler öyle adamlar ki ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ‘tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin dehşetten allak bullak olacağı günden korkarlar. ” ( Nur Suresi 37.)
“Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler”. (Fatır Suresi 29)
Bunun gibi nice ayeti kerime anlaşılmayı en çokta yaşanmayı , yaşatmayı bekliyor mümin kardeşlerim. Kur’an-ı Kerim’i hayatın bütününe hakim olacak bir kitap olarak önümüze koymalı, okumalı, yaşama gayretinde olmalıyız. Hayatımızın her alanında Allah’ın kelamı olduğunu farketmeliyiz. Kur’an okurken, dil, kalp ve akıl işbirliğini hissedemeyen bireyler olarak yaşama noktasında çok büyük zaaflarımız var. Bunun bizi felakete sürükleyeceğini bilmeliyiz. Şeytanın vesvesesi , nefsin arzu ve istekleri ,dünya hayatının fitneleri , menfaatleri , dünyanın mal , mülk ve sevgileri bizi en güzel aşkın kelamından alıkoyanlardır. Kuran zamanlar ve mekanlar üstü bir kitaptır. Yalnız ölülere okunan bir kitap değildir. Kuran okudukça yeniden dirilen yeniden nefes alan huzur bulanların kitabıdır. Her asrın sorunlarını çözen Kuran’dan öğrendiğimiz mesajları samimi bir süreklilikte pratik hayata dökmeli , paylaşmalıyız. İkaz, uyarı, tedbir ve temkinlerle bir ders kitabı , hayat kitabı olduğunu anlatan Kuran’ın hükümlerini ailemiz çevremiz ile tekrar tekrar tefekkür etmeliyiz. En büyük engel ayetlere sırtımızı dönen bizleriz. Biz kitabımıza hassas , aşık , hayatımızın en önemli ihtiyaç kaynağı olduğunu bildiğimizde Kuran’ı anlamaya ve yaşamaya dair engelleri aşacağız.
Bizler islamı yaşamak , hizmet etmek, kulluk için geldiğimiz sürgün diyarından imtihanlardan geçiyor ve hicret ediyoruz. İmtihanlardan hangimizin sabırlı , şükreden , halini vakitlerini güzelleştiren bireyler olduğumuzu görmek isteyen Rabbimizin bize verdiği mesaj Kuran’dır.
Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah’ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir. (Fatır Suresi 32)
Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir. (Zümer Suresi 18)
yazımızın devamında buluşmak dileğiyle
Dua ile esselam …