Fatih Sultan Mehmet Han Ayasofya’yı Neden Camii Yaptı
Ayasofya’nın 1500 yıllık serüvenini dev bir yapıtla anlatan Prof. Ahmed Akgündüz muazzam eser hakkında bilinmeyenleri, yanlış bilinenleri belgelerle aydınlattı. İşte ilginç araştırma…
Doç. Dr. Said Öztürk, Yaşar Baş ile birlikte sadece Ayasofya’yı anlatan 900 sayfalık dev bir eser hazırladınız. Böyle kapsamlı bir esere niçin ihtiyaç duyuldu?
Ayasofya, benim kişisel kanaatim, ahir zamanda dünya tarihine damgasını vuracak önemli bir yapı. Sadece bir cami, sadece bir müze, sadece kilise nazarıyla bakamazsınız. Dokuz yüz sene Bizans İmparatorluğu’nda sosyal, ve askeri manada merkezlik etmiş. Bütün Cuma alayları padişahlar tarafından orada yapılmış. Sivil itaatsizlikler orada baş göstermiş. 31 Mart’ın en önemli kahramanlarından. Dolayısıyla Ayasofya artık bir sembol. Sadece bir dinin değil, Hıristiyanlığın ve İslamiyet’in sembolü.
* Yüzlerce yıldır Ayasofya davası gündemden düşmeyen bir konu. Niye bu kadar büyük önem veriliyor?
Hollandalı bir siyasetçinin ifadesiyle: “Bence Ayasofya, böyle müze ve harap kalmaktansa, temel zemin camiye çevrilmeli, mabed olarak devam etmeli, ama üst kattaki galeriler ve mozaikler de Hristiyan alemine gösterilecek saygı neticesinde aynen ziyaretçilere açık tutulmalıdır. Bu görüşe hiç muhalefet edemiyorum.” Onun için ben yakın tarihteki büyük olayların kaynağı olarak gördüğüm için Ayasofya’ya çok büyük önem veriyorum. Bu yüzdendir ki Bediüzzaman da çok önem vermiş. Bütün İslam Alimleri çok büyük önem vermiş. Bugün başta Yunanistan olmak üzere birçok devlet de çok büyük önem veriyor. Eğer imkan bulup da İngilizce’sini de yayınlayabilirsek bütün dünyanın kabul görebileceği bir eser haline gelecek. Bence biz bu kitapla Osmanlı Ayasofyasının kitabesini yazdık.
* Ayasofya’ya girdiğimizde duvarlarda Bizans’tan kalma Hıristiyanlığa dair tasvirler görüyoruz. Camiye çevrilirken onlar niye bırakılmış?
Bir defa Fatih Sultan Mehmed bu eserlerin üzerini namaza zarar vermeyecek şekilde sıvayla kapatmışlar, namaza zarar vermeyenleri olduğu gibi bırakmıştır. Kesinlikle tahrip etmemiştir. Bu çok büyüklüktür. Ama daha sonra 1845’lerde Fossati tarafından yapılan tamirlerde kapatılan mozaiklerin bir kısmı da ortaya çıkarılmıştır. Ve nihayet Cumhuriyet döneminde, Amerikalı arkeolog Whitemoore ülkemize sırf mozaikleri ortaya çıkarmak için gelmiştir. Gelip incelemiş ve kendisine bu değişiklikleri yapması için izin verilmiştir.Çok kasıtlı hareket etmiştir. Neredeyse Kubbedeki Nur suresinin 35. ayetini bile tahrip etmek istemiştir. Ve bir kısım Osmanlı eserleri de tahrip edilmiştir. 1936’da Fatih’in göz nuruyla inşa ettirdiği medrese yıkılmıştır.
* Hristiyanların Ayasofya’ya bakış açısı nasıl?
Evet, her gelen devlet adamı mutlaka ziyaret ediyor. Hâlâ onların bakış açısı bizimki kadar müsamahalı değil. Gidin şimdi internet sitelerinde, şu anki Bizans enstitülerinin sitelerinde kesinlikle minareli Ayasofya göremezsiniz. Tamamı minaresizdir. Ve şu anda Yunanistan’da Rum Patrikhanesinde ve belli çevrelerde Ayasofya’nın kendilerine teslim edileceği günü beklerler.
* Niçin müzeye çevrildi?
Biz o olayı bütün belgeleriyle ortaya koyduk. 24.11.1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla belge. Bence çok sebepler var. Birinci önemli sebep, Lozan’da gizli bir madde olduğuna inanıyorum. Ama elimizde bir belge yok. Yani Hıristiyan devletlerin baskısı olabilir. İkincisi, o zamanki devlet adamlarının ifadesine göre, Ayasofya’yı harabiyetten kurtarmak ve batıdan gelen para yardımlarını almak için. Onlar böyle diyorlar. Ama bana inanıyor musunuz bu iddiya derseniz, benim cevabım biraz enteresan olur. Yani çok değişik sebepleri var. Ben çok ayrıntıya girmek istemiyorum. Ama maalesef müzeye çevrilmiş. İnşAllâh tekrar “Allâhuekber” sadaları minarelerinden okunur.
Nasıl Camiî oldu?
* Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u fethettiğinde ilk iş olarak, Hristiyanlar için çok değerli olan Ayasofya’yı cami yapıyor. Bu hareket hukuk olarak doğru mu?
Bu meşhur bir soru. Müslüman da soruyor, Hristiyan da soruyor. İslam hukukunu bilmemekten kaynaklanıyor bu soru. Barış Hukuku ayrı, Savaş Hukuku ayrıdır. Bu İslam hukukunda da böyledir, diğer hukuklarda da. Fatih İstanbul’u savaş yoluyla almıştır. Savaş hukukuna göre, bütün kiliseleri cami yapma hakkı vardır. Fethin ardından Patrikhanenin patriği diğer bütün Hristiyan din adamları Fatih’i ziyaret etmişlerdir. Ve bu ziyarette şunu söylemişlerdir: “Savaş yoluyla fethettiniz istediğinizi yapabilirsiniz” O sırada, Ayasofya’yı camiye çevirmiş ve adını “Fethiye Camii” olarak koymuştur.
Neden Ayasofya?
Fakat Bizans’tan kalan birçok kilise hâlen ayakta duruyor. Fatih onlara niye dokunmamış?
İlk üç gün savaş hukukunu uygulamıştır. 17’ye yakın Havra ve kiliseyi camiye çevirmiştir. Arkasından Hristiyan liderlerinin ricası üzerine Galata ZımmAhitnamesini vermiştir. Şu anda bu ziyaretin resminin Patrikhane’de mozaikten bir resmi vardır. Fatih o ziyarette, “Artık hiçbir kilisenize ve dininize müdahale etmeyeceğim” demiştir. Ve o günden itibaren barışla fethedilmiş gibi muamele edilmiş, hiçbir kilise camiye çevrilmemiştir.
(D. B. Tercüman)