Harama Bakmanın Etkileri

0
1696
Harama Bakmanın Etkileri

Harama Bakmanın Etkileri

Yüce Allah harama bakmama hususunda gerek erkek gerekse hanım kullarını ayrı ayrı uyarmıştır. Her iki gruba da şu tembihatı yapmıştır:
“قُل لِّلْمُؤْمِنِينَ يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ”
“İnanan erkeklere söyle, gözlerini bakılması yasak olandan/harama bakmaktan çevirsinler ve iffetlerini korusunlar; temiz ve erdemli kalmaları bakımından en uygun davranış tarzı budur. (Ve) Şüphesiz Allah onların (iyi ya da kötü) işledikleri her şeyden haberdardır.” Bu ayetlerin tefsiri mahiyetinde peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Gözün zinası harama bakmaktır.”

Zinanın mukaddemi olan harama bakmaktan kurtulmak için ümmetine şu evrensel tavsiyeyi yapmıştır:

“Erkek erkeğin haram yerlerine, kadın da kadının haram yerlerine bakmasın.”

Bu söylem, toplumumuzdaki “erkek erkeğe, kadın da kadına bakabilir; hiçbir sakıncası yoktur.” biçimindeki cahiliye anlayışını kırmaktadır. Zaman zaman insanlardan spesifik konularda söz/ahit alan Resulullah (s.);

“Harama bakmayanlar ve bakışlarını ölçülü tutanlar için İslâm’ın diğer tavsiyelerini de yerine getirdiklerinde cennetlik olacaklarına dair kefalette bulunmuştur.”

Çünkü göz bakar, kalp de arzu ve temenni ederek fiili fuhuş meydana gelebilir. Hz. Peygamber (s.) bakmakla beraber elbette açmayı da yasaklamıştır. Bu çerçevede, Hz. Ali üzerinden zaman ve mekân boyutlarını aşacak şekilde ümmetine şöyle bir nasihatte bulunmuştur:

“Ey Ali! Sakın bacaklarını (diz kapağının üstünü) açma ve (bakılması haram olan kimselerin) ölüsünün de dirisinin de bacaklarına bakma.”

Müslümanlar Harama Bakmazlar

Bütün bu emir ve öğütleri iyi bilen mü’minler hayatlarına Kur’an ve sünnet çerçevesinde bir anlam vermişledir. Müslümanlar harama bakmazlar; bakmamalıdırlar. Resulullah’ın;

“Ey Ali! (Bakılması haram olan bir şeye karşı) bakışlarını peş peşe yapma. Birincisi elinde değilse de ikincisi elindedir.” buyruğunu hayatlarında şiar edinmelidirler. Mürsel bir rivayetten öğrendiğimize göre sadece bakmak değil, baktıracak şekilde açılıp saçılmak da büyük günahtır ki Hz. Peygamber (s.);

[quote]“Allah (c.) harama (bilerek, isteyerek, zevk alarak) bakana da; kendisine baktırana (hayâsızlara) da lanet etsin.”[/quote]

buyurmuştur.

Müslümanın Ölçüsü Nasıl Olmalı

Müslümanlığının bilincinde olan insanların oturuşları, kalkışları, yürüyüşleri, konuşmaları, söylemleri ve bakışları bir ölçü içerisindedir. Her an ilahi gözetim/murakabe altında olduklarını bildikleri için kendilerini kontrol altında tutarlar. Onların bu asil duruşuna ve amellerine karşılık toplumda eğer bir düzelme olmuyor; çıplaklık kültürü ve hayat tarzı -göz zinası başta olmak üzere- zinanın türleri teşvik ediliyorsa yapılması gereken, daha kalıcı önlemler almaktır.

Eğer bu önlemler alınmazsa insan nesli emniyetini kaybeder. Nesiller birbirine karışır. Toplumun en büyük fesadı meydana gelir. Böyle bir fesada karşılık Yüce Allah Müslüman iktidar sahiplerine “… İyiliği emretmek ve (her türlü kötülüğü) önlemek hususunda” görev yüklemiştir. Eğer bu görev hakkıyla yerine getirilmez ve diğer bozulmalarla beraber nesil emniyeti de kaybolursa iktidarlar İslami olma niteliklerini kaybederler. Nesil ve namus emniyetinin varlığı, siyasanın kimliğinin İslami olduğunun göstergesidir. Tersi de doğrudur. Din, can, mal, akıl ve namus emniyetini sağlayamayan siyasalar İslami değildir. “Vacibin kendisiyle tamamlandığı şey ce vaciptir.” hükmünce siyasal bir dönüşüm için çalışmak dünyadaki bütün Müslümanlara farz bir görevdir.

Esefle belirtelim ki bugün çıplaklık şeklindeki hayat tarzı değişik gerekçe ve anlayışlarla toplumları kuşatmıştır. Bizim toplumumuz da bundan nasibini en yüksek oranda almıştır. Böyle bir hayat tarzının tercih edilip veya ettirilip etkin hale getirilmesi siyasal kimliğin niteliğini tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde ortaya koymaktadır.

Şu ayet bunun kanıtıdır:
“وَإِذَا تَوَلَّى سَعَى فِي الأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيِهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ وَاللّهُ لاَ يُحِبُّ الفَسَادَ”
“Eğer(münafık), yönetimi eline geçirecek olursa yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli yok etmeye çalışır. Oysa Allah (c.), bozguncuları sevmez.”

Neslin Bozulmasının Sebepleri

Neslin bozulmasındaki en büyük nedenlerden birisi çıplaklık ve insan vücudundaki haram bölgelerin teşhiri olduğuna göre; bu teşhire zemin hazırlayıp ahlaki tedbirleri almamak veya özgürlük adına almamakla övünmek yaşanan siyasanın nifak kimliğinin ilanıdır.Çıplaklık veya açılıp saçılmak bireysel tercih olmakla beraber içerisinde toplum haklarının daha galip olduğu bir yaşam tarzıdır. Karşı tarafı olumsuz yönde etkilediği için başıboş bırakılmayıp tedbirlerin alınması gereken bir olumsuz fiili durumdur. Elbette selim akıl sahibi ve neslinin geleceği hususunda endişesi olan mü’minler, iffetli olma ve yaşama konularında gerekli çalışmaları farz-ı ayın bilinciyle yapacaklardır. Fakat şunu unutmamak gerekir ki bazen Kur’an’la önlenemeyenler iktidarla önlenebilir. Bu çerçevede iktidar sahiplerinin, insanları her türlü haramdan korumak için çalışmalar yapmaları şarttır. Ülke insanı edep, terbiye, iffet, namus ve ahlaki alanlarda gerekli eğitimden geçirilmelidir. Bu meyanda gazete, dergi, internet ve televizyon programları denetlendiği gibi çıplaklık kültürünü önleyecek tedbirler de alınmalıdır.

İffetsizlik ve fuhuş neslimizi tehdit eden en büyük tehlike haline gelmiştir. Bu tehlikenin hangi alanlarda yaygın olduğu ve alınması gereken önlemler ciddi olarak çalışılmalıdır. Ortaya konulacak çözüm önerileri vakit gecikmeden uygulamaya konulmalı ki bir nesil yok olmasın…

Kaynak : Mehmet Sürmeli

İlginizi Çekebilir : Gönül Dünyamızı nasıl genişletebiliriz?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.