Herkesin İhtiyacı Olan Tekşey

Herkesin İhtiyacı Olan Tekşey

Genellikle hatır sorarken olmak üzere, arada bir dile getirdiğimiz “Bir ihtiyacın var mı?” sorusunu, bir değişiklik yapıp kendimize soralım dedik ve günün sorusu olarak seçtik:

 

“BİR İHTİYACIMIZ VAR MI?”

 

Elbette her insanın kendine göre bir ihtiyacı var, bu kesinlikle doğru! Ancak “neye” ihtiyacımız var? Hep birlikte sorgulayalım:

 

-Kiracıyım, eve ihtiyacım var. / Evim var ama rutubetli. / Rutubet yok ama giriş katı. / İkinci kat ama güneş görmüyor. / Beşinci kat ama asansör yok. / Onuncu kat ama hastaneye uzak….

 

-Arabam yok, arabaya ihtiyacım var. /Arabam var ama eski. / Arabam yeni ama çok yakıyor. / Arabam yakmıyor ama konforu yok. / Konforlu ama performansı düşük…

 

-İşsizim, işe ihtiyacım var. /İşim var ama çok ağır. / İş ağır değil ama saatleri çok uzun. / Saatler kısa ama işyeri uzak. / İşyeri yakın ama maaşı düşük. / Maaşı dolgun ama,bana yetmiyor…

 

-Mobilya takımları eskidi, perdelerin modası geçti, cep telefonunun yeni modeli çıktı, televizyonHD değil…

 

İnanıyorum ki, bugün bütün insanlar toplanıp ihtiyaçlarımızı(!) bir liste halinde yazmaya başlasak, herhalde kıyamete kadar yazarız. Hepimiz biliyoruz ki, bu listelerin sonu yok. Peki niçin? İhtiyaçlarımızın sonu olmadığı için mi; yoksa hırsımızın sonu olmadığı için mi?

 

Üç sorulu küçük bir test yapalım:

 

1- Kirada olanın gerçekten bir eve mi ihtiyacı var; yoksa başını sokacak bir delik bulamayan binlerce evsizi düşünmeye mi?!

 

2- Arabası olmayanın, gerçekten bir arabaya mı ihtiyacı var; yoksa lüks arabalarla hastane kapılarında aylarca bir umut bekleyen insanları düşünüp şükretmeye mi?!

 

3- İşi olmayanın veya az maaşlı işte çalışanın, daha iyi bir işe mi ihtiyacı var; yoksa dünyanın dört bir yanında açlıktan ve susuzluktan ölen on binlerce insanı hatırlayıp, iyi kötü karnım doyuyor demeye mi?!

 

Örnekler çoğaltılabilir. Özetle;şöyle enine boyuna bir düşündüğümüzde, mertçe söyleyecek olursak; “Bizim gerçekten bir ihtiyacımız var mı?”

 

Sürekli yukarı bakmaya alıştığımızdan, nerede olduğumuzu göremeyecek kadar körüz. Aslında hiçbir şeyimiz eksik değil! Eksik olan tek şey: ŞÜKRÜMÜZ!

 

Kur’an’ı Kerim’in 100. Suresi olan, Adiyat Suresi’ne kulak verelim. Yüce Allah buyurur ki:

 

“Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür.  Ve kendisi de buna şahittir.  Gerçekten o, dünya malını çok sevdiği için katıdır.”

 

Sevgili Peygamberimiz ise, bu durumu şu veciz sözleriyle tarif eder:

 

“İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, bir vadiyi daha ister. İnsanoğlunun karnını topraktan başka bir şey doyurmaz.”

 

Ciddi bir şükürsüzlük döngüsünün içindeyiz. Saçımızın şeklinden, tenimizin rengine kadar şikâyetlerimizin bitip tükenmediği korkunç bir döngü… Başrolünü hep birlikte paylaştığımız iğrenç senaryo!

 

Hayır hayır! Bunlar bizler olamayız! Bunlar bizler OLMAMALIYIZ!

 

Üzerimize yağmur gibi yağan bolluk, etrafımızda yığın yığın nimetleri biriktirirken; içerisinde yüzdüğümüz bu rahatlık bize şükretmeyi unutturuyorsa; biz koca bir “YAZIK” ı çoktan haketmişiz demektir.

 

Ümmetçe ve milletçe, düştüğümüz bu şükürsüzlük girdabından kurtulmanın çaresine bakmalıyız! Vaziyetimiz öyle bir hal almış ki; “zaten denize düştük” diye kulaç atmaya üşeniyoruz; boğuluyoruz ama göz yumuyoruz!Peki her nefesine bile şükretmemiz gereken bu hayata bir gün gözlerimizi yumduğumuzda, keşkelerimizden vicdanlarımızı koruyabilecek miyiz?!

 

Neyse ki; yarın “keşke” yerine “iyi ki” demeye yardımcı olacak, birkaç maddelik bir şükür terapisinin reçetesi elimizde mevcut:

 

1- Allah’ım! Her ne yaşamış olursam olayım, verdiğin şu hayat için sana sonsuz şükrediyorum!

 

2- Allah’ım! Sağlığımda her ne türlü problem olursa olsun, bedenimde her ne engel olursa olsun, verdiğin bütün nimetler için sana sonsuz şükrediyorum!

 

3- Allah’ım! Dünyalık her ne eksiğim olursa olsun,  şükrünü eda edemeyeceğim neyi bana vermediysen onun için sana sonsuz şükrediyorum!

 

4- Allah’ım! Şükrünü eda edemediğim için ahirette pişman olacağım ne kadar nimetin varsa, hepsi için sana sonsuz şükrediyorum!

 

5- Allah’ım! Her ne kadar sana şükretmeyi unutsam da, bugün bana şükretmeyi yeniden hatırlattığın için sana sonsuz şükrediyorum!

 

6- Allah’ım! Bizlere Müslüman anne-babalardan dünyaya gelmeyi nasib ettiğin için sana sonsuz şükrediyoruz. Bizlere Müslümanca yaşamayı ve Müslümanca ölmeyi de nasib eyle Allah’ım! Amin.

 

7-Allah’ım! Böyle cennet bir vatanı bize yâr ettiğin için, bize eşler-dostlar, anneler-babalar, çocuklar-torunlar ve daha nice nice verdiğin/vereceğin bütüm nimetlerin için sana sonsuz şükrediyoruz. Şükrümüzü kabul eyle, şükrümüzü dâim eyle Allah’ım! Âmin.

 

Yüce yaratıcımız olan Allah’a hakkıyla şükredebilmek temennisi ve bol bol “kanaat” şekeri yemeniz tavsiyesiyle… Şükürlü günler! 🙂

 

GÜNÜN SÖZÜ:

[quote bcolor=”#81d742″]

“Unutmayın ki şikâyet ettiğiniz hayat, belki de başkasının hayalidir.”

[/quote]

İlginizi Çekebilir : Hayâ Nedir?