Tövbenin Üstünlüğü ve Sevabı
Bil ki, Allah Teala, bütün insanlara tövbeyi emredip buyurur ki:
“Ey müminler! Kusurlarınızdan Allah’a tövbe ediniz ki, felah bulasınız.” (Nur suresi, ayet: 31)
Resulullah buyurur ki: “Güneş batıdan doğmadan önce tövbe edenin tövbesi makbuldur.” Yine buyurur ki: “Günahtan nedamet getirip pişman olmak tövbedir.” Yine buyurur ki: “İnsanların yolunda durmayınız. Zira bazı kimseler, yollarda durup geçenleri maskaraya alıp onlara güler; geçen kadınlara bakıp çirkin sözler söyler. O kimse oradan gitmeden cehennem ona vacip olur. Ancak tövbe ve istiğfar eden müstesnadır.
Yine buyurdu ki: “Allah Teala, günahlarından tövbe eden kimsenin günahlarını, görevlendirdiği meleklere yazdıkları günahları unutturur. Yine eline, ayağına ve günah işlediği yere unutturur ki, Allah’ın huzuruna varınca hiçbiri şahitlik yapmasın.”
Yine buyurdu ki: “Can boğaza gelip, gargara derecesine gelmeden Allah Teala kulunun tövbesini kabul eder.” Yine buyurdu ki: “Allah’ın kerem eli, gündüzleri günah işleyenlere, belki akşama kadar tövbe edip tövbesi kabul olur diye, geceleri günah işleyenlere de, belki sabaha kadar tövbe edip tövbesi kabul olur diye açık durur.”
Hazreti Ömer (Radıyallahu anh)’dan rivayet edildiğine göre, Resulullah buyurur ki:
“Tövbe ediniz, ben her gün yüz kere tövbe ederim.” Yine Resulullah buyurdu ki: “İnsanlardan günah işlememiş kimse yoktur. Fakat günah işleyenlerin hayırlısı da, tövbe edenlerdir.”
Yine buyurdu ki:
“Günahtan tövbe eden kimse, günah işlememiş gibidir.”
Yine Resulullah buyurdu ki:
“Bir günahtan tövbe etmek, hiçbir zaman günahı yapmamaktır.”
Yine buyurdu ki: “Ey Aişe! ‘Dinlerini dağıtanlar ve kendilerini bir grup teşkil edenler’ (En’am suresi, ayet: 159) ayet-i kerimesi, bidatçiler hakkındadır. Günah işleyen herkes için tövbe vardır; bidatçiler müstesnadır. Zira bidatçilerin tevbesi kabul olmaz. Zira ben onlardan bizarım”
Bidatçiler batıl mezhebi tutanlardır. Resulullah yine buyurdu ki:
“İbrahim (aleyhisselam) göğe çıkarıldığı zaman, bir erkeğin bir kadına zina ettiğini gördü. Onlara beddua etti, ikiside helak oldu. Başka birini günah işlerken gördü. Ona da beddua etii. Vahiy geldi ki; “Ey İbrahim! Benim kullarımı bırak, incitme. Onlar üç şeyden birini yaparlar:
Ya tövbe ederler, kabul ederim;
Ya istiğfar ederler, yarlığarım;
Ya da onlardan salih bir çocuk dünyaya gelir, bana ibadet eder; onu bağışlarım.
Duymadın mı ki, benim bir adım Sabur’dur.”
Hazreti Aişe (Radıyallahu anhuma)’nın bildirdiğine göre, Resulullah buyurur ki:
“Cenabı Allah hiçbir kulunu nedamet üzere bulmadı ki, o mağfiret istemeden önce ona mağfiret etmiş olmasın.”
Yine buyurdu ki: “Batı tarafında açılmış bir kapı vardır. Onun genişliği yetmiş yıllık mesafedir. O kapı tövbe için açılmıştır. Allah gökleri ve yeri yarattığından beri o kapı kapanmamıştır ve güneş batıdan doğuncaya kadar da kapanmayacaktır!”
Yine Resulullah buyurdu ki: “Pazartesi ve Perşembe günleri kulların amelleri Allah’a arz olunur. Tövbe edenin tövbesi kabul olur, mağfiret isteyen mağfiret olunur, kalbi kin ile dolu olan kimse de eski haline bırakılır.”
Yine buyurdu ki: “Tövbe eden kimse, Allah’ın sevgilisidir ve günahtan tövbe eden kimse günah işlememiş gibidir.”
Yine buyurdu ki:
“Allah Teala’nın kulunun tövbesine, helak edici çölde uykuya dalan, uyanınca yiyeceğini ve içeceğini taşıyan hayvanını bulamayan, her tarafı arayıp hiçbir izini bulamayınca, açlık korkusundan kendi canından ümidini kesen, yatağıma varayım, orada başımı yere koyup helak olayım diye helak olmak niyetiyle başını yere koyup, uykuya dalan; uykudan uyanınca, hayvanını yiyecek ve içeceğiyle beraber salim ve tam olarak başucunda gören ve şükür etmek isteyince; “Sen beni besleyen Rabbimsin ve ben senin kulunum” diyeceği yerde, gayet sevincinden şaşırıp: “Ben seni besleyen Rabbinim ve sen benim kulumsun” diyen köylünün buna sevinmesinden daha çok sevinir.”
[highlight bgcolor=”#bababa”]Kaynak; İmam Gazali, Kimyayı Saadet, 2. Cilt, sayfa: 774,-776.[/highlight]
Tövbenin Üstünlüğü ve Sevabı
