Amr İbnü’l As’ın Mısır Savaşlarında Düşmanları İslâm’a Davet Etmesi

0
1397

Amr, Hz. Ömer’in Medine’ye dönüşünden sonra Mısır’a gitti. Elyon kapısına dayandı. (Elyon eski Mısır’da bir şehirdi). Hz. Zübeyr de onun arkasından gitti. İki ordu birleşti. Daha sonra bu kişiler Mısır başpiskoposu Ebu Meryem’le karşı karşıya geldiler. Beraberinde birçok da keşiş vardı. Bunlar, Mukavkıs’ın memleketi savunmak için gönderdiği orduda bulunuyorlardı. Amr İbnü’l-As Mısır’a girdiğinde bu ordu İslâm ordusuna karşı çıkmıştı. Amr onlara haber göndererek ‘Acele etmeyiniz. Önce söyleyeceklerimizi dinleyiniz. Sonra da görüşünüzü belirtip istediğinizi yaparsınız’ dedi. Onlar da savaşı hemen başlatmadılar. Amr onlara
‘Bana Ebu Meryem’le Ebu Miryâm’ı gönderiniz de onlarla görüşelim’ diye haber yolladı. Onlar da bunu kabul ettiler. Her iki taraf da birbirlerine teminat verdiler. Amr İbnü’l-As bu iki din adamına şunları söyledi:
“Siz bu memleketin rahiblerisiniz. Şunu biliniz ki Allah Muhammed’i hak ile gönderdi. Muhammed de bize hakkı emretti. O, Allah’tan aldığı her emri bizlere iletti. -Allah’ın selamı ve rahmeti onun üzerine olsun- bunlardan sonra da Rabb’ine kavuştu. Kendisine verilen vazifeyi tam olarak yerine getirdi. Bizim için apaçık bir yol bıraktı. Bize emrettikleri arasında düşmanlara mühlet vermek de vardır. Dolayısıyla sizi İslâm’a davet ediyoruz. Kim İslâm’a girerse o da bizim gibidir. Kim de İslâm’a girmezse ondan cizye vermesini isteriz ve buna karşılık da onu düşmanlarından koruruz. Hz. Peygamber, sizin memleketinizi fethedeceğimizi bizlere haber verdi. Ayrıca aramızdaki akrabalık bağlarından dolayı da size karşı yumuşak davranmamızı vasiyet etti. (Çünkü Hz. İsmail’in annesi Hacer Mısırlı Kıptîlerdendi. Hz. İsmail’se Arapların atalarındandır). Eğer bize icâbet edip cizye verecek olursanız zilletle birlikte sizi korumamız altına alacağız. Hz. Peygamber’in vasiyetlerine uyan emirlerimiz de bizlere ‘Kıptîlere iyi davranınız!’ diye emretmektedirler”. Onlar da şöyle cevap verdiler:
“Bu uzak bir akrabalıktır. Böyle uzak bir akrabalık bağını ancak peygamberler gözetebilir. Hacer meşhur bir kadındır. O şerefli birisi idi. Bizim kralımızın kızı olup Menf halkındandı. O sıralar krallık onlardaydı. Ayn-i Şems halkı onları mağlup ettiler ve topraklarını zaptettiler. Bunun üzerine onlar yabancı ülkelere gittiler. Hacer, Hz. İbrahim’e gitti. Hz. İbrahim’e ‘Merhaba, evet!’ dedikten sonra ‘Bize emniyet, eman veriniz. Biz size tekrar geleceğiz’ dediler”. Amr da onlara şöyle dedi:
‘Benim gibi insanlar kandırılamaz. Fakat size üç günlük eman veriyorum. Gidiniz, kendi aranızda müzakere yapınız. Bu üç günden sonra dediklerimi kabul etmeyecek olursanız sizinle savaşırım’. Onlar üç günün az olduğunu, müddetin biraz daha uzatılmasını istediler. Amr onlara bir gün daha verdi. Fakat onlar bunun da az olduğunu söylediler. Amr bu süreyi bir gün daha uzattı. Böylece verilen mühlet beş gün oldu. Bu iki din adamı Mukavkıs’ın yanına dönerek Amr’ın tekliflerini ona söylediler. Mukavkıs bunu kabul edecek gibi oldu. Fakat Ertabun buna mani oldu.[1] Bunun üzerine bu iki din adamı Mısırlılara şöyle dediler:
‘Biz sizi müdafaa etmek için var kuvvetimizle çalışacağız ve onlara da dönmeyeceğiz. Bir gününüz gitti, geriye dört gününüz kalmıştır! Bu dört gün zarfında hiç bir şeye dokunmayacaklarından eminiz’.
Fakat daha bu dört gün dolmadan Ferkab adlı bir kumandan İslâm ordusuna bir gece baskını düzenledi. Ancak Amr İbnü’l-As böyle birşey için hazırlıklıydı. İslâm askerleri baskına karşı çıktılar. Ferkab’la birlikte birçok Mısır askeri öldürüldü, birçokları da esir edildi. Bunun üzerine Hz. Amr ile Hz. Zübeyr Ayn-i Şems’i fethetmek üzere harekete geçtiler.[2]
– Amr İbnü’l-As Ayn-i Şems sınırına geldiğinde halk, krallarına koştular ve şöyle dediler: ‘Kisrâ ve Kayser’i hezimete uğratan ve onların memleketlerini istila eden bir orduya nasıl karşı koyabilirsin? Onlarla barış yap. Sakın onlarla savaşmaya kalkışma’. Bizi onların saldırılarına mâruz bırakma!’.
Bu hadise dördüncü günde oluyordu. Fakat kral bu teklifi kabul etmedi. Bunun için de müslümanlarla savaşa giriştiler. Sonunda yenilgiye uğradılar. Hz. Zübeyr’in Ayn-i Şems surları üzerinde görünmesiyle halk kapıları İslâm askerlerine açtılar ve Amr’a haber göndererek barış yapmak istediklerini bildirdiler. Amr da bu barışı kabul etti. Hz. Zübeyr de surlardan onların kalesine indi. Fakat barış gerçekleşmişti.[3]

[1] Ertabun Rum kumandanlarından birisiydi. Amr’ın kendisini Filistin’de mağlup etmesinden sonra Mısır’a gitmişti.
[2] İbn Cerir IV/227 (Seyf tarikiyle Ebu Osman’dan o da Halid ve Ubade’den).
[3] Taberani IV/228 (Ebu Haris ve Ebu Osman’dan).
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, sf : 1/217-218.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.