Banka İle Finans Kurumları Arasındaki Fark Nedir?

0
4635
Banka ve Finans Kurumlari arasındaki fark nedir?
Banka ve Finans Kurumlari arasındaki fark nedir?
Banka ve Finans Kurumlari arasındaki fark nedir?

Soru: Banka İle Finans Kurumları/Katılım Bankaları Arasındaki Fark Nedir?

Bankalar faiz alıp verir, Finans kurumları ise ticaret yapar kar/zarar elde ederek bununla işlem yapar.

Soru: Finans Kurumunun Özellikleri Nelerdir?

1. Bu bankaların ülkemizde ve/veya bir İslam ülkesinde şer’i heyetleri vardır, yapacakları işlemlerin dine uygun olup olmadığını bunlar açıklarlar ve bankalar da bu açıklamalara uyarlar.

2. Bu bankalar faizle ödünç para vermez, ortaklık, kiralama ve alım-satım yaparak ticaret ve sanayii destekler.

3. Yaptığı işlemlerin konuları “helal ve caiz” olmak durumundadır; bu bankaların katkısı ile mesela sigara ve içki alıp satmak veya üretmek mümkün değildir.

Buna rağmen günümüzde bazı finans kurumlarının faizli işler yapmış olduğunu biliyoruz. Bu yüzden işlem her ne olursa olsun güvenilir bir hocanın fikrini almada yarar vardır.

Soru: Banka ve Finans Kurumlarından Alınan Kredi Kartlarını Kullanmak Caiz midir?

Banka/Kurum bir müşterisine kart verdiğinde onunla şöyle bir anlaşma yapıyor (yapmalıdır), şunu diyor (demelidir): Bu kart ile ne alırsan bana vekaleten, benim namıma almış olacaksın, ben onun parasını satın aldığın yere ödeyeceğim, sen istersen o malı benden peşin (peşin sayılan süre içinde bedelini bana ödeyerek) veya vadeli satın alırsın, satın aldığın takdirde -eğer vadeli alırsan- benim sana uygulayacağım vade farkı şudur. Vade farkı faiz değildir, malı para ile sattığınızda faiz oluşmaz. Kısacası yapılan bu işlem caizdir. Ancak alınan malın ücretinin gecikmeli ödenmesinden dolayı konulan cezayı/faizi banka da koysa finans kurumu koysa da caiz değildir. Bu yüzden zamanında ödemeye dikkat edilmelidir.

Soru: Faizsiz fînans kurumları da müşterilerine belli miktarda fazla para veriyor, sanki faizli bankadan bir farkları olmuyor gibi görünüyorlar. Bankanın verdiği neden faiz oluyor da fînans kurumunun verdiği aynı miktara yakın fazlalık kâr sayılıyor? O da faiz değil mi?

Efendim, fînans kurumunu işletenler elbette piyasa şartlarını düşünecek, faizli kurumlarla rekabet edecek bir kâr miktarıyla çalışacaklardır. Yoksa rekabet etme kabiliyetlerini kaybetmiş olur, piyasadan silinmeye mahkum hale gelirler. Bunun için kâr nispetlerini piyasa şartlarına göre ayarlamak zorundalar. Bu sebeple, bankayla fînans kurumunu aynı saymak mümkün değildir. Çünkü baştaki akit (anlaşma) ikisini de birbirinden kesin çizgiyle ayırmaktadır.

Şöyle ki:

– Bankalar parayı, vereceği miktar kesin olan faizle alır, verilecek yere de yine miktarı kesin olan faizle verirler. Yani para hep faizde çalışır. Zaten parayı yatıran da faiz alma şartıyla yatırır, teslim alan da faiz verme şartıyla teslim alır. Yani baştaki anlaşma, faiz anlaşmasıdır.

– Finans kurumundaki anlaşma ise bunun tam aksinedir. Kâr-zarar ortaklığında çalıştırılmak şartıyla para verilir, alan da kâr-zarar ortaklığında çalıştırmak şartıyla alır. Bu da bir kâr-zarar ortaklığı anlaşmasıdır.

Demek ki ikisi aynı değildir. Biri kâr-zarar ortaklığı anlaşmasıdır; öteki de faizli anlaşmadır.

Bu sebeple kâr ve zararı esas alan fînans kurumu, faizi esas alan bankayla aynı sayılamaz. İkisinin de verdiği aynıdır, denemez. Çünkü, anlaşma şartları ikisini birbirinden kesin çizgileriyle ayırmış olur. Bankaya para yatıran, ben miktarı belli olmayan kâr değil, kesin olan faiz istiyorum demiş olur. Finansa para yatıran da, ben miktarı kesin de olsa faiz istemiyorum, riskli de olsa kâr ortaklığı istiyorum, demiş olur. Gayet tabiidir ki, kim neyi istemişse onun sorumlusu ve muhatabı olacaktır. Bundan daha makul bir sonuç beklenilemez.

Murabaha(karlı satış)daki vade farkının diğer bankalardaki faiz oranı civarında seyretmesi nedeniyle, aslında örtülü faiz olduğu çok tenkit edilen hususlardan biridir.

Bizce bu eleştiri de yersizdir. Çünkü piyasadaki her tüccar, peşin fiyatın üzerine vade farkını koyarken enflasyon oranını hesap etmek zorundadır. Bu oranın altındaki vade farkı satıcıyı zarar ettirir. Aynı şekilde özel finans kurumları (ÖFK) da murabaha işleminde maliyet bedelinin üzerinde en az enflasyon oranı kadar vade farkı koymak durumundadır. Enflasyon oranı ise faiz oranını belirleyen başlıca unsurdur ve faizle az çok paralel seyreder. Dolayısıyla vade farkı ile faiz oranının birbirine yakın olması doğal, hatta ekonomik bir zarurettir.

Bu nedenle, vade farkının faiz oranına yakın olması murabaha işlemine faizli işlem niteliğini kesinlikle kazandırmaz. Yukarıda belirttiğimiz gibi; özel finans kurumları faize dayalı bir ekonomide faaliyet göstermektedirler; fon kullandırmadaki fiyatlamaların mevcut faiz oranından etkilenmemesi mümkün değildir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.