Halid b. Velid’in Hîrelileri Savaştan Önce Davet Etmesi

0
1154

– Halid b. Velid Hîre’ye vardığında oranın ileri gelenleri vali Kabîsa b. İyas b. Hayye et-Tâî ile birlikte onu karşılamaya çıktılar. Kabîsa, Numan b. el-Münzir’in ölümü üzerine Kisrâ tarafından Hîre’ye vali olarak atanmıştı. Halid b. Velid onlara şöyle dedi:
‘Sizi Allah’a ve İslâm’a davet ediyorum. Eğer bu davete icâbet ederseniz müslümanlardan olursunuz. O zaman müslümanlar için geçerli olan şeyler sizin için de geçerli olacaktır. Buna yanaşmazsanız haraç vereceksiniz. Haraç da vermeyecek olursanız, ben bir orduyla geldim ki onlar sizin hayata olan bağlılığınızdan çok daha fazla ölüme isteklidirler. Allah aramızda hüküm verinceye kadar sizinle cihat ederiz’. Bunun üzerine Kabîsa
‘Seninle savaşmak istemiyoruz. Biz dinimizi terk etmeyeceğiz; fakat sana haraç vereceğiz’ dedi. Böylece doksan bin dirhem haraçla barış yapıldı.[1]
– Halid b. Velid, Hîrelilere şöyle dedi:
‘Sizi İslâm’a, Allah’tan başka ilah olmadığına, O’nun tek olduğuna, Muhammed’in de O’nun kulu ve Rasûlü (s.a.v)olduğuna şahitlik yapmaya; namazı kılmaya, zekatı vermeye, İslâm’ın hükümlerine razı olmaya davet ediyorum. Bunları kabul ederseniz müslümanlar için geçerli olan şeyler sizin için de geçerli olacaktır’. Onlardan Hânî’ diye birisi
‘Bunları kabul etmeyecek olursak ne olacaktır?’ diye sordu. Halid
‘Bu durumda ellerinizle haraç vermek zorunda kalacaksınız’ dedi. Bunun üzerine Hânî’ şöyle sordu:
‘Bunu da yapmazsak ne olur?’ Halid buna da şu şekilde cevap verdi:
‘Haraç da vermezseniz sizi öyle bir kavimle çiğnerim ki sizin yaşamı sevdiğiniz kadar onlar da ölümü severler’. Hânî’
‘O halde bu gece bize mühlet ver de düşünelim’ dedi. Hz. Halid de onlara mühlet verdi. Ertesi sabah Hânî’ gelerek Halid b. Velid’e
‘Biz kendi aramızda haraç vermek üzere anlaştık; sulh yapalım’ dedi.[2]
– Yermük savaşında iki ordu karşı karşıya geldiğinde Ebu Ubeyde ile Yezid b. Ebî Süfyan yanlarına Dırar b. el-Ezver, el-Hâris b. Hişam ve Ebu Cendel b. Süheyl’i de alarak düşmana doğru gittiler ve
‘Emirinizi görmek istiyoruz’ diye bağırdılar. Bunun üzerine onları Herakliyüs’ün kardeşi Tezâruk’un yanına götürdüler. Tezâruk ipekten yapılmış bir çadır içerisinde oturuyordu. Sahabeler
‘Biz bu çadıra girmeyi helal görmüyoruz’ dediler. O zaman Tezâruk onlar için dışarıya sergiler yayılmasını istedi. Çadırın dışarısına ipekten sergiler yayıldılar. Sahabeler yine
‘Biz ipek üzerinde oturmayız’ dediler. Nihayet sahabelerin istediği bir yerde oturarak sulh hususunda aralarında anlaşmaya çalıştılar. Sahabeler onları Allah’a davet ettikten sonra ordularına geri döndüler. Fakat barış gerçekleşemedi.[3]

[1] Taberi, II/551 (İbn Humeyd’den, o Seleme’den, Seleme de İbn İshak’tan, o ise Salih b. Keysan’dan).
[2] Beyhaki, IX/187 (Yunus b. Bükeyr tarikiyle İbn İshak’tan).
[3] Bidaye, VII/9.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, sf : 1/203-204.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.