Hz. Ali’nin Bir Hristiyanla Kürk Meselesi ve Hristiyanın İslâm’a Girmesi

0
1168

Hz. Ali pazara çıktığı bir gün, daha önce kaybettiği kürkünün bir hristiyan tarafından satılmakta olduğunu gördü. Yanına vararak
‘Bu kürk benimdir, ben bunu kaybetmiştim. Gidelim aramızda müslümanların kadısı hükmetsin’ dedi. O sıralar müslümanların kadısı Şureyh’ti. Onu bizzat Hz. Ali tayin etmişti. Şureyh, Hz. Ali’nin geldiğini görünce yerinden kalktı. Hz. Ali’yi oraya oturttu. Kendisi de gidip hristiyanın yanına oturdu. Hz. Ali
“Ey Şureyh! Eğer hasmım müslüman olsaydı kesinlikle onunla beraber otururdum. Fakat ben Hz. Peygamber’den şunları işittim: ‘Onlarla musafaha etmeyiniz. Karşılaştığınızda ilk selam veren siz olmayınız. Hastalarını ziyaret etmeyiniz ve cenaze namazlarını kılmayınız. Onları yolların dar kesimlerinden geçmeye zorlayınız. Allah’ın zelil kıldığı gibi siz de onları zelil ediniz’. Benimle şu kişi arasında sen hüküm ver ey Şureyh!’ dedi. Şureyh
‘Peki, ey mü’minlerin emiri! Sen ne diyorsun?’ diye sordu. Hz. Ali
‘Bu benim kürkümdür, ben onu uzun bir süre önce düşürerek kaybetmiştim’ dedi. Şureyh
‘Ey hristiyan! Sen ne diyorsun?’ dedi. Hristiyan
‘Ben Emîrü’l-Mü’minîn’i yalanlamıyorum, fakat kürk benimdir’ dedi. Şureyh, Hz. Ali’ye hitaben
‘Eğer delilin yoksa bu kürkü ondan alamazsın’ dedi. Hz. Ali de
‘Doğru söylüyorsun ey Şureyh!’ dedi. Bunun üzerine hristiyan
‘Ben ise şehâdet ederim ki bu hüküm peygamberlerin hükümlerindendir. Mü’minlerin emiri kendi kadısına gidiyor; kadısı ise onun aleyhinde hüküm veriyor. Andolsun ki ey Emîre’l-Mü’minîn bu kürk senindir. Sen bu kürkü düşürdüğün sırada ben arkanda bulunuyordum. Onu düşürdüğün yerden ben almıştım. Şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şehâdet ederim ki Muhammed O’nun Rasûlü’dür!’ dedi ve müslüman oldu. Bu manzara karşısında Hz. Ali
‘Müslüman olduğuna göre kürk de senin olsun!’ dedi ve ayrıca kendisine bir de at hediye etti.[1]
– Cemel vakası sırasında Hz. Ali’nin bir kürkü kayboldu. Onu bulan bir kişi götürüp pazarda sattı. Daha sonra kürk bir yahudinin yanında bulundu. Hz. Ali yahudiyi Şureyh’e götürdü. Hz. Ali’nin şahidi oğlu Hasan ile azatlısı Kamber idi. Kadı Şureyh
‘Hasan’ın yerine başka bir şahit getir’ dedi. Hz. Ali de
‘Sen Hasan’ın şahitliğini kabul etmiyor musun?’ deyince, kadı Şureyh
‘Fakat sen bana çocuğun kendi babası hakkında şahitlikte bulunmasının caiz ve geçerli olmadığını öğrettin’ dedi.[2]
– Şureyh, Hz. Ali’ye
‘Azatlın Kamber’in şahitliğini kabul ediyoruz. Fakat oğlun Hasan’ınkine gelince işte onu kabul edemeyiz’ dedi. Bunun üzerine Hz. Ali
“Annen senin mâtemini tutsun ey Şureyh! Sen hiç Hz. Ömer’i dinlemedin mi? O, Hz. Peygamber’in ‘Hasan ve Hüseyin cennet halkının gençlerinin efendileridir’ buyurduğunu söylemektedir” dedi. Sonra kadı Şureyh, yahudiye
‘Kürkü al, o senindir’ dedi. Bunun üzerine yahudi şunları söyledi:
‘Mü’minlerin emiri benimle beraber müslümanların kadısına geliyor, kadı da onun aleyhinde hüküm veriyor ve o da bu hükme razı oluyor. Ey mü’minlerin emiri! Doğru söylüyorsun, kürk senindir. Devenin terkisinden düştüğünde onu ben almıştım. Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed de O’nun Rasûlü’dür’. Hz. Ali kürkü ona hediye etti ve ayrıca yediyüz dirhem de para verdi. Yahudi o kürkü yanından hiç ayırmadı. Kendisi Sıffîn’de şehit düştü.[3]

[1] Tirmizi, Hakim (Şa’bi’den).
[2] Hakim, el-Kuna adlı kitabında (Şa’bi’den).
[3] Ebu Nuaym, Hilye IV/139 (İbrahim b. Yezid et-Teymi tarikiyle İbrahim’in babasından); Kenz IV/6.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, sf : 1/223-225.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.