İlimde Ar (Utanma) Olmaz, Ar Eden Berhudar (Mesut) Olmaz
Bilmediğini Sormak
Büyükler, “Bilmemek değil, bilmediğini sorup öğrenmemek ayıptır.” demişlerdir..
Manevi terbiye yoluna giren kimse, asla benlik ve kibir göstermemelidir. Bildiği doğruları lazım oldukça bilmeyenlere öğretmekten çekinmediği gibi, kendisinin bilmediği bir şeyi de bilenlere sormaktan utanmamalıdır. Bu, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in mi’rac hadisesinden alınacak en büyük edeplerden biridir.
Allah Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), mi’rac yolculuğunda ilk defa karşılaştığı ve bilmediği şeyleri hemen yol rehberi olan Hazreti Cebrail’e (aleyhisselam) sormuştur. Sık sık, “Bu nedir, bu kimdir, burası neresidir?” şeklinde sorarak bilmesi gerekenleri Cebrail (aleyhisselam)’den öğrenmiştir.
Allah Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) derecesi çok yüksek olduğu halde, bilmediği bir şey gördüğünde, onu Cebrail (aleyhisselam)’e sorup, öğrenmiştir.
Yine Hazreti Musa’nın (aleyhisselam) tavsiyesiyle ilahi huzura tekrar çıkıp, namazın elli vakitten beş vakte indirilmesi için yalvarması da O’nun (aleyhissalatu vesselam) büyük tevazu ve edebini göstermektedir. Bunların hiçbiri O’nun (aleyhissalatu vesselam) yüksek derecesini düşürmemiştir.
Fazilet ehli böyle yapar. Bilmediği bir şeyi biliyor gözükmek ve gerekli bir ilmi bir bilenden sormamak şeytandandır. Hak adamı hakkı öğrenirken utanmaz. Hazreti Musa (aleyhisselam) gibi, Hızır (aleyhisselam)’ın peşine düşer. İlim ehline tevazu gösterir. Ehlinden ilim almayı cana minnet bilir. Hazreti Ali (radıyallahu anh) gibi, “Bana hakikat ilminden bir harf öğretene kırk yıl hizmet etsem azdır.” der…
Büyükler demişler: “İlimde ar (utanma) olmaz, ar eden berhudar (mesut) olmaz.”
Ve şu ayet herkesi tevazuya davet ediyor;
Kur’an-ı Kerîm, Yusuf suresi 12/76. Ayeti Kerime;
“Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır.”
Evet kardeşlerim… Gördüğünüz gibi, eğer ki Allah rızası için ilim deryasına dalmaksa niyetimiz; benlik, kibir, ucb gibi hasletlerden arınarak girilmeli bu yola. Bu yolda kibir olmaz, bu yolda ar olmaz. Bu yola zaten bilmediklerimizi öğrenmek için girmiyor muyuz? Öyleyse bu yolunda edebini gönüllerimizin sultanı, yaşamımızın her karesinde bize rehber, ışık olan Efendimiz’den öğrenmiş olduk. Hayatımıza aksettirebilmeyi Rabbim muvaffak etsin.
Yararlanılan Kaynak; Dilaver Selvi, Kul’un Yolculuğu Mi’rac ve Nefis Terbiyesi, sayfa; 124,125, Semerkand Yayınları.
İlginizi Çekebilir: Salih Amellerin En Büyüğü Olan Namazın Dinî Hikmeti Nedir?