Sadece Resûlullah aleyhisselatû vesselamı ölçü alalım.
Evlerimiz, Resûlullah aleyhisselatû vesselamın evleri olsun. Onun dışında “şucu, bucu evler” bizim evimiz olarak bilinmesin. Gerekiyorsa “şucu, bucu” da olabiliriz. Şartlarımız böyle bir intisabı gerektirebilir ama evlerimizde asıl kimliğimiz Sünnet üzerinden belirlenmelidir. Çocuklarımızı ve aile fertlerimizi, bağlı olduğumuz şu veya bu gruba müntesip yapma gayretimizin binlerce katını onların Sünnet’e bağlı olmaları için göstermeliyiz. Bu bizim Resûlullah aleyhisselatû vesselama ne kadar bağlı olduğumuzun göstergesi olacaktır.
Evimizde din üzerinden çalışma yapılırken şahısların etkisi olmamalıdır. Bir kişinin farklı düşüncesi bizi ve çocuklarımızı dinden soğuma, dini gevşek anlama noktasına taşımamalıdır.
Her gelişen akım önünde bocalayan ev halkı fırtınaya kapılmış gemi gibidir. Bizim limanımız belli olmalıdır. Medine’ye demir atmış geminin yolcuları olarak fırtınalara karşı sığınağımız da bellidir. Fırtınalar gelir, geçer biz yolculuğumuza kıyamete kadar devam ederiz.
Nureddin Yıldız – Mü’min Ev 178. sayfa On dokuzuncu teklif
