Peygamber İrşadı
Peygamber Efendimizin (aleyhisselam) gençleri ikaz ve irşadı fevkalâde etkilidir. Kendisine gelen bir gençle aralarında geçen şu konuşma, bugün modern dünyanın aşamadığı sosyal problemlere bile çözüm getirici niteliktedir:
Bir genç Peygamberimize (aleyhisselam) gelerek,
“Yâ Resûlâllah, bana zina yapmak için izin ver” der.
Orada bulunanlar gencin üzerine yürüyerek onu ayıplarlar ve men ederler. Hz. Peygamber, “Bana getirin” der. Yaklaşınca:
“Bu fiilin annene yapılmasını ister misin?” diye sorar.
Genç:
“Hayır, vallahi (istemem)” diye cevap verir.
Peygamberimiz:
“(Başka) insanlar da anneleri için bunu istemezler” der.
Daha sonra, “Kızın için kabul eder misin?”, “Kız kardeşin için…”, “Halan için…”, “Teyzen için bunu ister misin?” diye sorar ve her defasında, “Vallahi hayır” cevabını alınca, Hz. Peygamber de, “Diğer insanlar da buna razı olmazlar” der.
Sonra elini gencin üzerine koyup, “Yâ Rabbi, günahlarını affet, kalbini pâk et, fercini muhafaza et” diye duâ eder. Genç ondan sonra hiçbir olumsuz eğilim göstermez. (Müsned, 5: 256)
Bu hadiste de, gerek kişiyi gerekse toplumu zinadan korumanın en önemli yolu gösteriliyor.
Özellikle fuhuşhanelerin, genelevlerin, batakhanelerin yok edilmesinin formülü bu hadiste saklı.
Bazı iffet ve hayâdan mahrum kimseler, kimi insanların para karşılığında iffetlerini satmalarını normal görür. Oysa fuhuş, insanı aşağılayan bir fiildir. Şeref, namus ve haysiyet sahibi bir kimseye yakışmaz.
İslâm, gençlere kendisini düşündüğü kadar kardeşini de düşünmesini öğretiyor. Nitekim bir hadiste Peygamberimiz, “Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi mü’min kardeşinize de yapmayın” buyuruyor.
Peygamberimizin, gençliğin problemlerini çözmek için ürettiği çözümlerin neler olduğunu anlamamız için şu hadise de kulak vermemiz gerekir:
Alkame’den (r.a.): “Resûlüllah (aleyhisselam) gençlerin yanına vardı ve şöyle dedi: ‘Sizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Çünkü, evlilik gözü haramdan alıkoyar; iffet ve namusu muhâfaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç tutsun. Çünkü (oruç), cinsî arzuyu azaltır.” (Müslim, Nikâh: 1)
Gençlerin evlendirilmesi sosyal bir görevdir. Nitekim, Nur sûresinin 32. âyetinde, “İçinizden bekâr olanları ve köle ve câriyelerinizden dindar olanlarını evlendirin. Onlar fakir iseler Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah’ın lütfu geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir” buyrulmaktadır.
Evlilik şehvet için değil, neslin devamı içindir. Yani “abdullah” yetiştirmek, Allah’a daha çok ibâdet eden insan, Hazret-i Peygambere ümmet yetiştirmek içindir. Ancak nefsî duygu, bu vazifeyi yaptırmak için verilen cüz’î ve peşin bir ücrettir.
Maalesef, son bir asırdır toplum için çok faydalı sosyal kurumlar tahrip edildiğinden evlenmek de bir problemler yumağı hâline gelmiştir.
Osmanlıda bir genç 15-18 yaşında evlenebiliyor, kendi işini kurabiliyordu. Sosyal hayat o derece muntazam idi.
Şimdi de toplum olarak evlenmek isteyen gençlere her bakımdan yardımcı olmak gerekir ki, bu zamanın dehşetli fitnelerinden korunabilsinler. Bu hususta güzel bir teşebbüs, farklı illerimizde kurulan fakir gençleri evlendirmeye yönelik vakıf ve derneklerdir. Benzer kuruluşlar yurt çapında yaygınlaştırılmalıdır.
Allah, gençlerimizi, zamanımızın tüm fitnelerinden korusun.