Sehiv Secdesi
Sehiv Nedir?! Sehiv Secdesi! Sehiv Secdesi ile İlgili Hadisler! Sehiv Secdesi Nasıl Yapılır?! Sehiv Secdesi Neden Yapılır?! Sehiv Secdesi Resimli Anlatım! Sehiv Secdesi Resimli Anlatım ve Video! Sehiv Secdesini Gerektirecek Haller!
Sehiv “yanılma, unutma ve dalgınlık” gibi anlamlara gelir. Buna göre sehiv secdesi, yanılma, unutma veya dalgınlık gibi durumlar yüzünden namazın vâciplerinden birini terk veya tehir etme durumunda, namazın sonunda yapılan secdelere denilir. Sehiv secdeleri sayesinde namazda meydana gelen kusur ıslah edilmiş, eksiklik telâfi edilmiş olur. Namaz esnasında pür dikkat olmak ve titiz davranmak esas olmakla birlikte, çeşitli nedenlerle insanlar namazlarında yanılabilirler. Peygamberimiz bu tür durumlarda, namaz kılan kişinin “Allah’ın huzurunda saygısızlık ettim, kusur işledim” diyerek kendini suçlamasının ve karamsarlığa düşmesinin önüne geçerek onu rahatlatmak, vesveseden kurtarmak ve her yanılmada namazı yeni baştan kılma sıkıntısının önüne geçmek maksadıyla, aslî olan bir farzın terkedilmediği durumlarda bir telâfi ve düzeltme mekanizması olarak sehiv secdesi uygulamasını öngörmüştür. Bununla birlikte unutmamalı ki, bir kimsenin tedavi imkânı var diye sağlığını koruma konusunda dikkatsizlik göstermesi nasıl uygunsuz bir davranış ise, telâfi imkânı var diye de namazda gevşek davranmak da öyle, hatta daha da uygunsuz bir davranıştır.
Namazın son oturuşunda yalnız Ettehiyyatü okunarak sağ tarafa selam verildikten sonra: “Allahü Ekber” diyerek secdeye varılır. Burada üç kere “Sübhâne Rabbiye’l-â’lâ” denilir. Sonra “Allahü Ekber” denilerek kalkılıp oturulur, tekrar “Allahü Ekber” diyerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere “Sübhâne Rabbiye’l-â’lâ” söylenir ve “Allahü ekber” diyerek kalkılıp oturulur. Bu oturuşta, “Ettehiyyatü, Allahümme salli, Allahümme bârik ve Rabbenâ âtinâ…” duaları okunarak önce sağa, sonra sola selâm verilir. Buna sehiv secdesi denir.
- Sehiv Secdesi Yapılışı
- Sehiv Secdesi Hakkında Bilgiler
- Hadisler
- Soru ve Cevaplar
Hangi namazı kılıyorsak bitirdikten sonra. Yani son oturuşta Ettehiyyâtü okuyup, sağa sola selam verdikten sonra resimli anlatımdaki gibi namaza devam ederiz.
Secdeye Varılır
Sonra, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Secdeye inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da burun ve alın yere konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizâsında bulunur. El parmakları birbirine bitişiktir. Secdede iken ayaklar kaldırılmaz. Secdede gözler kapalı olmaz. Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.
Oturulur (Teşehhüd)
“Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.
Burada Sübhânallah diyecek kadar kısa bir an oturulur.
Tekrar Secdeye Varılır
Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.
Tahiyyata Oturulur
“Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.
Oturunca sırasıyla;
– Ettehiyyâtü okunur,
– Allâhümme Salli okunur,
– Allâhümme Bârik okunur,
-Rabbenâ duaları “Rabbenâ Âtina” ve “Rabbenâğfirlî” okunur.
Selam Verme
Dualar bitince yüzümüzü önce sağ tarafa çevirerek Es-selâmü aleyküm ve rahmetullah deriz.
Selâm verirken omuzlara bakılır.
Sonra yüzümüzü sol tarafa çevirerekEs-selâmü aleyküm ve rahmetullah deriz.
Sehiv secdesi hakkında bilgi
Sehiv secdesinin yapılması vacibdir; ancak bu vücub vaktin müsait olmasına bağlıdır. Sabah namazından üzerine sehiv secdesi gereken bir kimse, ilk selamdan sonra hemen güneş doğmuş olursa, sehiv secdesi yapmaz.
Sehiv Secdesinin Yapılış Şekli:
- Namaz sonu oturuşunda sağa selam verilir
- Allahü ekber diye tekbir getirilerek secdeye varılır
- Secdede secde tesbihleri söylenir
- Secdeden kalkıp, oturulur
- İkinci secde yapılır
- Teşehhüde kalkılır, Tahiyyat ve salavatlar okunur
- İki tarafa selam verilerek namaz tamamlanır
Hangi Durumlarda Sehiv Secdesi Gerekir?
Farz: Eğer terk edilen farzı namaz içindakaza etmek imkanı varsa kaza edilir, kaza edilemezse namaz fasid olur. Yeniden kılınması gerekir.
Vacib: Eğer yanılarak bir vacib terk edilmişse, sehiv secdeleriyle noksanlık giderilir. Vacib kasden terk edilmişse, namazın iadesi gerekir.
Fatihayı okumak:
- Farz namazlarının ilk iki rekatın birinde Fatiha okunmayı terkinde sehiv secdesi gerekir.
- Fatihanın tamamını değilde ayetlerin çoğunu okumayı terkinde sehiv secdesi gerekir. (Azı terkedilirse sehiv secdesi gerekmez.)
- Nafile veya vitir namazlarının herhangi bir rekatında Fatiha okunmayı terkinde sehiv secdesi gerekir.
- İki defa fatiha okunursa sehiv secdesi gerekir. Çünkü süre okunması gecikmiştir.
Zammi Süre veya en az üç kısa ayet veya bir uzun ayet okumak:
- Farz namazlarının ilk iki rekatlarının birinde okunmazsa sehiv secdesi gerekir.
- Nafile namazların herhangi bir rekatında okunmazsa sehiv secdesi gerekir.
- Üç değil de iki kısa ayet okunsa sehiv secdesi gerekmez.
- Vitir namazı kunut duaları unutulursa sehiv secdesi gerekir.
- İki secdenin arasını uzatmak veya bir secdeyi unutmak sehiv secdesi gerekir.
- Secde ve Rükuuda belli bir müddet durmamak sehiv secdesi gerekir.
Dört rekatlı namazların ilk oturuşu:
- Bu oturuş hem farz hem sünnet namazlarda vacip olduğundan terketmek sehiv secdesi gerekir.
- Tehiyyatı duasını unutmak sehiv secdesi gerekir. Birinci veya son oturuşta olması farketmez.
- Vitir namazının kunutlarını unutmak sehiv secdesi gerekir.
- Kunut tekbirini terketmek sehiv secdesi gerekir.
- Gizli okunacak yerde sesli, sesli okunacak yerde gizli okumak sehiv secdesi gerekir.
Sünnet: Terk edilmesiyle sehiv secdesi gerekmez.
Hanefi Mezhebine Göre Sehiv Secdesini Gerektiren Haller:
1 – Fâtiha’dan sonra zamm-ı sûre okumadan rükû’a gitmek. Rükû’da iken hatırlarsa, doğrulup sûreyi okur, sonra tekrar rükû’a gider. Namazın sonunda da sehiv secdesi yapar.
2 – Unutarak Fâtiha’yı iki kere okumak.
3 – Vitir namazlarının tekbir ve kunut duasını unutmak. Rükû’da iken hatırlasa, doğrulup kunut okumaz. Sonunda sehiv secdesini yapmakla yetinir.
4 – Dört rek’atlı namazlarda, iki rek’at kıldıktan sonra oturmayı unutarak üçüncü rek’ata kalkmak, yani, ilk oturuşu terketmek. Bu durumda bakılır: Eğer namazı kılan kişi tamamen kalkmış veya kalkmaya daha yakın bir durumda ise, oturmaz; namazı bitirip sonunda sehiv secdesi yapar. Eğer oturmaya daha yakın bir halde ise, oturur; sonunda da sehiv secdesi yapmaz. Tam kalktıktan sonra oturmak ise, namazı bozar.
5 – Birinci oturuşta Tehıyyât’ı okuduktan sonra hemen kalkmayıp salâvatları ve duaları okumak yahut da bir rükün edâ edecek kadar gecikmek. Bu durumda eğer salâvattan okunan kısım bir cümle teşkil eder ise (Allahümme salli alâ Muhammedin demek gibi) namazın sonunda sehiv secdesi yapılır. Fakat okunan kısım bir cümle teşkil etmemişse, sehiv secdesine gerek yoktur.
6 – Dört rek’atlı farz namazlarda, son rek’atta oturmaksızın beşinci rek’ata kalkılacak olsa, beşinci rek’atın kıyam, kırâet ve rükû’u tamamlanıp secdeye gidilmedikçe, dönüp tekrar oturulur. Tehıyyâtdan sonra selâm verilip sehiv secdesi yapılır. Çünkü bu durumda farz olan son oturuş te’hire uğramıştır. Fakat beşinci rek’at için secde yapılmış olursa, bu namaz nâfileye döner. Artık buna bir rek’at daha ilâve ederek, 6 rek’atlık bir nâfile namazı kılınmış olur. Dolayısıyla sehiv secdesi de gerekmez. O farzı yeniden kılması gerekir.
7 – Dört rek’atlı bir farz namazın son ka’desinde teşehhüd miktarı oturduktan sonra kalkan kimse, hemen oturup selâm verir. Tekrar Tehıyyat okumasına gerek yoktur. Hâtta oturmadan ayakta bile selâm verebilir. Zira farz olan oturuşu yapmıştır. Yalnız ayakta selâm vermekle sünneti terketmiş olur. Sonunda ayrıca sehiv secdesi de lâzımdır. Çünkü selâm te’hire uğramıştır.
8 – İmama sonradan yetişen kimse, kendi kıldığı rek’atlar içinde hatâ yaparsa, o hatâsı için sehiv secdesi yapar.
9 – İmamın, açıktan okuması vâcib olan yerlerde gizli; gizli okuması vâcib olan yerlerde de açık okuması… Meselâ öğle namazında Fâtiha ve zamm-ı sûreyi sesli okuması, akşam namazında da içinden okuması gibi. Namazdaki tesbih ve tekbirlerin cehren okunması, sehiv secdesini icab ettirmez.
10 – Namaz içinde Fâtiha okunduktan sonra hangi âyet veya sûreyi okuyacağı bir müddet tefekkür edilse, sehiv secdesi icab eder. Çünkü vâcib te’hire uğramıştır. Bu süre bir ayet okuyacak kadar veya bir rükü ve ya secde yapacak kadar bekleme süresi esas alınır.
Bir rüknü veya bir vacibi yerine getirirken meydana gelecek bir dalgınlık ve bir düşünce ise, sehiv secdesi gerektirmez.
11 – Ta’dîl-i erkânın terki, sehiv secdesini gerektirir.
12 – Namazda sehiv secdesini icab eden birkaç hatâdan dolayı tek sehiv secdesi yeterlidir.
13 – Herhangi bir namazın bir rüknünü tekrar etmek, sehiv secdelerini gerektirir. Bir rekatta iki defa rükü veya üç defa secde yapılması gibi. Birinci ve ikinci rekatlarda Fatiha’nın tekrarlanarak okunması veya arka arkaya okunması veya rüku, secde ve teşehhüdde Kur’an okunması da böyledir. Fakat üçüncü veya dördüncü rekatlarda Fatiha’nın iki defa okunması veya bunlarda Fatiha ile beraber başka bir surenin de okunması yahut yalnız başka bir sürenin okunması sehiv secdelerini gerektirmez. Çünkü bu takdirde bir vacib terk edilmiş veya geciktirilmiş ve Kur’an da meşru olan yerin başkasında okunmuş olmaz. Ancak bu halde rekatlar, önceki, rekatlarden daha fazla uzatılmış ve cemaata da ağırlık verilmiş olursa, kerahetten korunmuş olmaz.
Sehiv secdesinde, iki secde ile Tehıyyât’ı okumak ve selâm vermek vâcibdir. Tehıyyât’dan sonraki salâvat ve dualar ve secdedeki tekbirler ve tesbihler ise sünnettir.
* Bir namaz içinde, o namazın rek’atları sayısında şüphe etmek, namaz kılan kimse vesveseli biri değilse, kılınan namazı iptâl eder. Yeniden kılmak gerekir. Nitekim vakit varken, namazı kılıp kılmadığında tereddüd eden de o namazı kılar. Namazı tamamladıktan sonra rek’at sayısında şüpheye itibar yoktur. Ancak noksan kıldığını kesin olarak anlarsa namazı yeniden kılar.
Sehiv secdesi hakkında Hadis-i Şerifler
Abdullah İbnu Mâlik İbnu Büheyne (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğle namazının ilk iki rekatini tamamlamıştı (oturması gerektiği halde oturmadan) kalktı. Namazı bitirince iki (ziyade) secde daha yaptı, ondan sonra selam verdi.”
|Buharî, Sehv 1, 5 ; Ezân 145,147, Eymân 15 ; Müslim, Mesacid 85, (570) ; Muvatta, Salât 65, ( 1, 96) ; Ebu Dâvud, Salât 200, (1034,1035); Tirmizî, Salât 288, (391); Nesâî, Sehv 21, (3,19, 20), 28, (3, 34), İftitâh 196, (2, 244) ; İbnu Mâce, İkâmet 131, ( 1206).
İbnu Mes’üd (radıyallalhu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Namaz kılarken üç mü kıldım dört mü kıldım diye şüpheye düşersen,eğer zann-ı gâlibin dört ise hemen teşehhüd yap, sonra sen daha otururken ve selam vermemişken iki secde daha yap; sonra aynı şekilde teşehhüd oku, sonra selam ver.”
|Ebu Dâvud, Salât 198, (1028).
Ebu Dâvud der ki: “Bu, İbnu Mes’ud’dan rivayet edilmiştir. Alimlerden kimse bunu Resulullah ‘a nisbet etmedi. ”
Ebu Sa’îdi ‘l-Hudrî (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Biriniz namazında, iki mi kıldım, üç’mü kıldım diye şekke düşerse, şekki atsın, yakîn kesbettiği hususu esas alsın,sonra da selam vermezden önce iki secdede bulunsun. Eğer (bu kıldığı ile) beş rekat kılmışsa namazını onunla (sehiv secdesiyle) çift yapmış olur. Dördü tam kılmış idiyse, o iki secdesi, şeytanın burnunu sürtme olur.”
|Müslim,Mesâcid 88, (571);Muvatta, Salât 62,(1, 95); Ebu Dâvud, Salât 197, (1024,1026, l027, l029); Tirmizî, Salât 291., (396); Nesâî, Sehv 24, (3, 27); İbnu Mâce, İkâmet 132, (1210); 133, (1212).
Abdurrahman İbnu Avf (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Biriniz namazıda yanılır da bir mi iki mi kıldığını bilemezse, namazını bir üzerine bina etsin; iki mi üç mü kıldığını bilmezse iki üzerine bina etsin; üç mü dört mü kıldığını bilmezse üç üzerine bina etsin, sonra da selam vermezden önce iki (ziyâde) secde yapsın..”
|Tirmizî, Salât 291, (398).
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazın ikinci rekatında selam verip bitirdi. Zülyedeyn (radıyallahu anh) kendisine:
“Ey Allah’ın Resûlü, namaz kısaldı mı yoksa unuttunuz mu? ” diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:
“Zülyedeyn doğru mu söylüyor? ” diye sordu. Herkes:
“Evet!” diye cevap verdi. Resul-i Ekrem (aleyhissalatu vesselâm) de iki rek ‘at daha kıldı, sonra selam verdi, sonra tekbir getirip iki secde daha yaptı. Bu iki secde diğer secdelerinin uzunluğunda idi veya biraz daha uzundu. Sonra namazdan kalktı. ”
|Buharî, Sehv, 3,4,5, Mesâcid 88, Cemâ’at 69, Edeb 45, Haberu’l-Vâhid 1; Müslim, Mesâcid 97, (573); Muvatta, Salât 58, (1, 93); Ebu Dâvud,Salât 195, (1008, 1009, 1010, 1011, 1012); Tirmizî, Salât 289, (394), 292, (399); Nesâî, Sehv 22-23, . (3, 20, 26).
Bir rivayette şöyle gelmiştir:
“(Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğle ve ikindi namazlarından birini iki rek’at kılmıştı. -Muhammed İbnu Sîrîn der ki: “Zann-ı gâlibime göre bu, ikindi namazı idi. Sonra selam verdi.Sonra mescidin ön kısmındaki kütüğe gitti. Elini üzerine koydu, (yüzünde öfke okunuyordu). Cemaatte Hz. Ebu Bekr ve Hz. Ömer de vardı. Bunlar, (namazda yapılan eksiklikten) Efendimize söz etmekten (hicab edip) korktular. Cemaatin çabuk çıkanları:
“(Ey Allah’ın Resûlü!) namaz kısaldımı?” diye sordular. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ‘ın Zülyedeyn dediği bir zât da:
“Ey Allah ‘ın Resûlü! Namazmı kısaldı, siz mi unuttunuz? ” dedi.
“Ne ben unuttum, ne de namaz kısaldı” cevabını verdi. Ama Zülyedeyn tekrar:
“Hayır (farkında değilsiniz), unuttunuz!” (dedi). Bunun üzerine aleyhissalâtu vesselâm kalktı iki rek’at daha kıldı, sonra selam verdi. Sonra tekbir getirdi, tıpkı diğer secdeleri gibi -veya biraz daha uzun olmak üzere- (sehiv için) secde yaptı, sonra başını kaldırdı tekbir getirdi, sonra başını koydu tekbir getirdi, peşinden önceki secdesi gibi veya daha uzun- (sehiv için ikinci defa) secde etti, sonra başını kaldırdı ve tekbir getirdi, (oturup teşehhüd okudu ve selam vererek namazı tamamladı). ”
|Ebu Dâvud, Salât 195, (1008).
İbnu Mes ‘ud (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılmıştı. Namazda (unutarak) ziyade veya noksanda bulundu. Kendisine:
” Ey Allah ‘ın Resûlü! Namazda (yeni bir durum mu) hâsıl oldu) ? ” diye soruldu.
“Bunu niye sordunuz? ” diye O da merak etti.
“Şöyle şöyle kıldınız ” dediler. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) hemen dizlerni bükerek kıbleye yöneldi ve iki adet sehiv secdesinde bulundu, sonra selam verdi ve yüzünü bize çevirerek:
“Şayet namazda yeni bir şey hasıl olsaydı ben size haber verirdim. Ancak ben bir beşerim, sizin unuttuğunuz gibi ben de unuturum. Öyleyse bir şey unutursam bana haber verin. Biriniz namazında şekke düşecek olursa doğruyu araştırsın ve onun üzerine, kalanı bina etsin, sonra da iki (sehiv) secdesi yapsın ” dedi. ”
|Buhari, Sehiv 2, Salât 31, 32, Eymân 15, Haberu’l-Vâhid 1; Müslim, Mesâcid 89, (572); Ebu Dâvud, Salât 196, (1019,1020,1021 1022); Nesâî, Sehv 26, (3, 31-36); Tirmizî, Salât 289, (392, 393).
Muğîre İbnu Şu ‘be (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: “İmam, (yanılarak ikinci rek’atte oturacağı yerde müteakip) rek’ate kalkmaya teşebbüs eder ve tam doğrulmadan hatırlarsa, hemen otursun. Tam kalkıp doğrulmuşsa artık (geri dönüp) oturmasın, namazın sonunda sehiv secdesi yapsın:”
|Ebu Dâvud, Salât 2Ol, (1036);Tirmizî, Salât 269, (365).
İmam Mâlik (rahimehullah)’a ulaştığına göre, Resulullalh (aleyhissalâtu vesselâm):
“Ben de unuturum veya sünnet koymak için unutturulurum” buyurmuştur. ”
|Muvatta, Sehv 2, (1, 100).
Sehiv secdesi hakkında soru ve cevaplar
Sehiv Secdesi Nedir?
Hanefi mezhebine göre sehiv secdesi, bir namazın kusurlu kılınması hâlinde, bu kusuru düzeltmek maksadı ile, namazın sonunda (son oturuşta tahiyyatı okuduktan sonra) yapılan secdedir. Kusur genellikle namazda farzın te’hiri, vâciblerden birinin unutularak yapılmaması (terki), yahut sonraya bırakılması (te’hiri), yahut da vaktinden önce yapılması (takdimi) suretiyle ortaya çıkar. Namaz içinde bu yanlışlıklar hatırlanırsa namaz sonunda sehiv secdesi yapılır. Sehiv secdeleri vâcibdir.
Sehiv Secdesinin Yapılışı Nasıldır?
Son oturuşta Tehıyyât okunduktan sonra, imam olan kimse sadece sağ tarafına, yalnız kılan ise iki tarafına da selâm verir ve hemen ardından Allahü Ekber diyerek 2 defa secdeye varır. İkinci secdeden sonra doğrulup oturur ve yeniden Tehıyyâtı, salâvat ve duaları okuyarak selâm verir. Böylece sehiv secdesi yerine getirilmiş olur. Namaz kılan kimse şayet selâm verdikten sonra yanıldığını hatırlarsa, yönünü kıbleden çevirmemiş ve henüz konuşmamış ise, sehiv secdesini yapabilir. Fakat yerinden kalkmış, yönünü kıbleden çevirmiş veya konuşmuş ise, artık sehiv secdesi yapamaz. Namaz sahihtir, ancak sehiv secdesi yapılmadığı için sevabı noksandır. Vâciblerden biri, terkedilirse namaz geçerli olur. Ancak vacibi terketmekten dolayı günah işlemiş olur. Sehiv secdesi yapan imama iktida sahihtir.
Sehiv Secdesi Gerektiren Durumlar Nelerdir?
Sehiv secdesini gerektirici hallerden bâzıları şunlardır:
1. Fâtiha`dan sonra zamm-ı sûre okumadan rükûa gitmek. Rükû`da iken hatırlarsa, doğrulup sûreyi okur, sonra tekrar rükûa gider. Namazın sonunda da sehiv secdesi yapar.
2. Unutarak Fâtiha`yı iki kere okumak.
3. Vitir namazlarının tekbir ve kunut duasını unutmak. Rükûda iken hatırlasa, doğrulup kunut okumaz. Sonunda sehiv secdesini yapmakla yetinir.
4. Dört rekatlı namazlarda, iki rekat kıldıktan sonra oturmayı unutarak üçüncü rekata kalkmak, yani, ilk oturuşu terketmek. Bu durumda bakılır: Eğer namazı kılan kişi tamamen kalkmış veya kalkmaya daha yakın bir durumda ise, oturmaz; namazı bitirip sonunda sehiv secdesi yapar. Eğer oturmaya daha yakın bir halde ise, oturur; sonunda da sehiv secdesi yapmaz. Tam kalktıktan sonra oturmak ise, namazı bozar.
5. Birinci oturuşta Tehıyyât`ı okuduktan sonra hemen kalkmayıp salâvatları ve duaları okumak yahut da bir rükün edâ edecek kadar gecikmek. Bu durumda eğer salâvattan okunan kısım bir cümle teşkil eder ise “Allahümme salli alâ Muhammedin” demek gibi namazın sonunda sehiv secdesi yapılır. Fakat okunan kısım bir cümle teşkil etmemişse, sehiv secdesine gerek yoktur.
6. Dört rekatlı farz namazlarda, son rekatta oturmaksızın beşinci rekata kalkılacak olsa, beşinci rekatın kıyam, kırâet ve rükûu tamamlanıp secdeye gidilmedikçe, dönüp tekrar oturulur. Tehıyyâtdan sonra selâm verilip sehiv secdesi yapılır. Çünkü bu durumda farz olan son oturuş tehire uğramıştır. Fakat beşinci rekat için secde yapılmış olursa, bu namaz nâfileye döner. Artık buna bir rekat daha ilâve ederek, altı rekatlık bir nâfile namazı kılınmış olur. Dolayısıyla sehiv secdesi de gerekmez.
7. Dört rekatlı bir farz namazın son kadesinde teşehhüd miktarı oturduktan sonra kalkan kimse, hemen oturup selâm verir. Tekrar Tehıyyat okumasına gerek yoktur. Hâtta oturmadan ayakta bile selâm verebilir. Zira farz olan oturuşu yapmıştır. Yalnız ayakta selâm vermekle vacibi terketmiş olur. Sonunda ayrıca sehiv secdesi de lâzımdır. Çünkü selâm tehire uğramıştır.
8. İmama sonradan yetişen kimse, kendi kıldığı rekatlar içinde hatâ yaparsa, o hatâsı için sehiv secdesi yapar.
9. İmamın, açıktan okuması vâcib olan yerlerde gizli; gizli okuması vâcib olan yerlerde de açık okuması… Meselâ öğle namazında Fâtiha ve zamm-ı sûreyi sesli okuması, akşam namazında da içinden okuması gibi. Namazdaki tesbih ve tekbirlerin cehren okunması, sehiv secdesini icab ettirmez.
10. Namaz içinde Fâtiha okunduktan sonra hangi âyet veya sûreyi okuyacağı bir müddet tefekkür edilse, sehiv secdesi icab eder. Çünkü vâcib te`hire uğramıştır.
11. Ta`dîl-i erkânın terki, sehiv secdesini gerektirir.
12. Namazda sehiv secdesini icab eden birkaç hatâdan dolayı tek sehiv secdesi yeterlidir.
Sehiv secdesinde, iki secde ile Tehıyyât`ı okumak ve selâm vermek vâcibdir. Tehıyyât`dan sonraki salâvat ve dualar ve secdedeki tekbirler ve tesbihler ise sünnettir.
Bir namaz içinde, o namazın rek`atları sayısında şüphe etmek, namaz kılan kimse vesveseli biri değilse, kılınan namazı iptâl eder. Yeniden kılmak gerekir. Nitekim vakit varken, namazı kılıp kılmadığında tereddüd eden de o namazı kılar. Namazı tamamladıktan sonra rekat sayısında şüpheye itibar yoktur. Ancak noksan kıldığını kesin olarak anlarsa namazı yeniden kılar.
Sünnetlerde De Sehiv Secdesi Yapmak Gerekir Mi?
Gerek sünnet namazlarda, gerekse farz olan namazlarda sehiv secdesi yapılır.
Namaz Kılarken Zammı Sureyi Sırasına Göre Okumamaktan Dolayı Sehiv Secdesi Gerekir Mi?
Namazda zammı sureleri sırasına göre okumamak mekruhtur. Bundan dolayı namaz bozulmaz, yeniden kılmak gerekmez. Sehiv secdesi de gerekmez. Yanlışlıkla daha önce okuduğunuz sureye de başlasanız, sırasına uygun olmayan sureye de başlasanız o şekilde okuyup tamamlamak gerekir. Bundan dolayı da sehiv secdesi gerekmez.
Zammı Sureyi Hatalı Okumak Sehiv Secdesi Gerektirir Mi?
Zammı sureyi okurken hata edilse ve o hatayı düzeltmek için baştan alınırsa sehiv secdesi gerektirmez. Ancak bir sureye başladıktan sonra onu bırakıp başka sureye başlamış iseniz yine sehiv secdesi gerekmez.
Akşam Namazının Son Rekatında Oturmayıp Dördüncü Rekata Kalkan Kimse Ne Yapmalıdır?
Üç rek’atlı farz bir namaz (Akşam namazı) da, son rek’atta oturmaksızın dördüncü rek’ata kalkılacak olsa, dördüncü rek’atın kıyam, kırâet ve rükû’u tamamlanıp secdeye gidilmedikçe, dönüp tekrar oturulur. Tehıyyâtdan sonra selâm verilip sehiv secdesi yapılır. Çünkü bu durumda farz olan son oturuş te’hire uğramıştır. Fakat dördüncü rek’at için secde yapılmış olursa, bu namaz nâfileye döner. Dolayısıyla sehiv secdesi de gerekmez.
Ancak üçüncü rekattan sonra son oturuşu yapıp dördüncü rekata kalkan kimse secdeye varmadıkça hemen geri oturur tahiyyattan sonra selam verip sehiv secdesi yapar. Fakat dördüncü rekatı da secde ile bağlamışsa buna bir rekat daha ekleyip beşe tamamlar ve sonunda sehiv secdesi yapar. Böylece namaz tamam olur. Son oturuşu yerine getirdiği için farz yerine gelmiş olur.
Dört rekatlı namazların son oturuşunu yapmadan veya yaptıktan sonra beşinci rekata kalkanların durumu da yukarıda belirtilen şekildedir.
Sehiv Secdesi Yapılırken Bir Tarafa Mı, İki Tarafa Mı Selam Verilir?
Bir rüknün tehiri veya bir vacibin terk yahut tehiri halinde, son oturuşta yalnız Tahiyyat okunduktan sonra iki tarafa selâm verilir, daha sonra “Allahu ekber” denilerek secdeye varılıp, üç kere “Sübhane Rabbiyel a’lâ” okunur; sonra “Allahu ekber” denilerek oturulur, bir tesbih miktarı celseden sonra yeniden “Allahu ekber” diye, ikinci secdeye varılır; yine üç defa “Sübhane Rabbiyel-a’lâ” okunduktan sonra “Allahu ekber” denilerek oturulur. Tahiyyat, Allahümme salli ve Allahümme barik ve Rabbenâ âtinâ duaları okunduktan sonra önce sağ tarafa, sonra da sol tarafa selâm verilir.
Yalnız sağ tarafa selâm verildikten sonra sehiv secdelerinin yapılması daha faziletli ve ihtiyata daha uygundur. Nitekim cemaatla kılınan namazlarda cemaatin yanlışlıkla dağılmasına meydan vermemek için, yalnız sağ tarafa selâmdan sonra sehiv secdelerinin yapılması gerekli görülmüştür.
Sağa ve sola selam veridkten sonra, namazı bozacak bir iş yapmadan sehiv secdesi yapması gerektiğini hatırlayan kimse hemen sehiv secdesi yapar.
Sehiv Secdesini Yapmayı Unutursak Ne Olur?
Sehiv secdesi gerektiği halde yapmayan kişinin namazı geçerlidir. Yeniden kılması gerekmez. Ancak bilerek terketmesi durumunda vacibi terkettiği için günah işlemiş olur.
Sehiv Secdesini Yapmamak Namazı Bozar Mı?
1- Sehiv secdesi gerektiği halde yapmayan kişinin namazı geçerlidir. Yeniden kılması gerekmez.
2- İmam sehiv secdesi yaptıktan sonra uyulduğu takdirde normal şekilde namaz tamamlanır. Sehiv secdesi yapmak gerekmez.
3- Sehiv secdesi yapıldıktan sonra artık sehiv secdesini gerektirecek bir durum olmaz.
Kaza Namazlarında Da Sehiv Secdesi Yapılabilir Mi?
Kaza namazlarında da sehiv secdesini gerektirecek bir durum olmuşsa bu secde yapılır. Sehiv secdesi farz, kaza ve bütün nafile namazlarda gerektiğinde yapılır.
Namazda Eksik Yapılan Secde Nasıl İade Edilir; Sehiv Secdesi Gerekir Mi?
Her rek’atta iki secde yapılır. Bunlardan birisi bilerek terkedilse namaz bozulur, sehven terkedilse hatırlandığında yapılmalıdır.
Bir rekâtta ilk secdeden sonra yanılarak sonraki rekâta kalkar ve o rekâtı iki secdesi ile yerine getirdikten sonra, namazın sonunda terkettiği bu secdeyi hatırlayıp, o secdeyi de yerine getirse, sıraya uymadığından dolayı bu kimseye sehiv secdesi yapmak vacib olur. Selâmdan sonra bile hatırlansa, namaza aykırı bir şey yapılmamışsa secdeye varılır, daha sonra son oturuş iade edilerek sehiv secdeleri yapılır.
Terkedilmiş Bir Farzın Namaz İçinde Kazâ Yoluyla Telâfi Edilebileceği Durumlar Nelerdir?
a) Bir kimse iftitah tekbiri alarak namaza durup kıyamı da yerine getirdikten sonra kıraat etmeden rükûa varır da kıraati unuttuğunu rükûda hatırlarsa, unutulan bu kıraatin kazâ yoluyla telâfi edilmesi mümkündür. Bu kişi rükû halinde iken Kur’an’dan bir âyet okursa, bu suretle terkettiği farzı (ki bu kıraattir) telâfi etmiş olur. Fakat kişi kıraat etmediğini rükûda iken değil de secdede iken hatırlayacak olursa artık unutulan kıraatin namaz içinde kazâ yoluyla tedarik edilmesi mümkün olmaz, namaz fâsid olur ve yeniden kılınması gerekir.
b) Bir kişi iftitah tekbiri alıp kıyam ve kıraatten sonra rükû etmeden doğrudan secdeye inecek ve birinci secdede rükû yapmadığını hatırlayacak olsa, bunun da kazâ yoluyla telâfi edilmesi mümkündür. Bu kişi hemen ayağa kalkar ve rükûunu yapar. Bu yaptığı rükû, az önce yaptığı secdeyi iptal ettiği için, bu rükûdan sonra yeniden iki secde yapar ve namaza devam eder. Rükû yapmadığını ikinci secdede hatırlayacak olursa, artık bunun telâfisi mümkün değildir. Namaz fâsid olur ve yeniden kılması gerekir.
c) Bir kimse dört rek‘atlı farz namazda son oturuşu (ka‘de-i ahîre) unutarak beşinci rek‘ata kalkar da beşinci rek‘atı kılmakta iken son oturuşu yapmadığını hatırlarsa, bunu henüz secdeye varmadan hatırlaması halinde bunun telâfisi mümkündür. Hemen oturur, Tahiyyât okur ve selâm verir, farz olan oturuşu geciktirdiği için de sehiv secdesi yapar. Fakat beşinci rek‘atın secdesini yaptıktan sonra hatırlayacak olursa o vakit ka‘de-i ahîrenin telâfisi mümkün değildir. Namazının farzlığı bâtıl olur ve farz diye kıldığı beş rek‘at namaz nâfileye dönüşür. Bir rek‘at daha kılarak bu nâfileyi altıya tamamlar. Farzı tekrar kılar.
Dört rek‘atlık farz namazda, eğer ka‘de-i ahîre yapıldıktan sonra yanlışlıkla beşinci rek‘ata kalkılacak olursa, bu fazla rek‘at secde ile tamamlanmış olsa dahi namazın farzlığını iptal etmez. Fazladan kılınan rek‘atı tam bir nâfile haline getirmek için ona bir rek‘at daha ilâve edilir. Selâm tehir edildiği için de namazın sonunda sehiv secdesi yapılır.
Kazâ yoluyla telâfinin mümkün olduğu bu örneklerin her birinde sehiv secdesi yapmak gerekir. Öte yandan, bu örnekler kişinin rükû veya secde veya ka‘de-i ahîreyi terketmesi durumlarına ilişkindir. Kişi iftitah tekbirini terketmişse bunun kazâ yoluyla telâfi edilmesi mümkün olmaz; namaz bâtıl olur.
Rüku Ve Secdede Okunan Tesbihlerin Yerini Değiştirsek Sehiv Secdesi Gerekir Mi?
Rükuda Sübhâne rabbiye’l-a’lâ veya secdede Sübhâne rabbiye’l-azîm demekle sehiv secdesi yapmak gerekmez.
Namazın İlk Veya Son Oturuşunda Tahiyyat Yerine Yanlışlıkla Fatiha Suresini Okuyup Sonra Düzeltmek, Sehiv Secdesini Gerektirir Mi?
İlk teşehhüdde Fatiha okunursa sehiv secdesi gerekir.
Son teşehhüd de Fatiha okunursa sehiv secdesi yapmak gerekir. Bu durum teşehhüdde önce Fatihayı sonra et-Tehıyyatu’yu okursa böyledir. Teşehhüd miktarı oturup Et-Tehiyyat’ı okuduktan sonra Fatihayı okursa bir şey lâzım gelmez. (EI-Muhit / Radıyüddin Serahsi; Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, 1/420-421)
Secde-i sehv yaparken, selam iki tarafa da verilebilir mi?
Evet iki tarafa da selam verdikten sonra veya hiç selam vermeden de secde-i sehv yapılabilir. Cemaatle yapılırken sadece sağ tarafa vermek daha uygun olur.
Farzın tehirinde secde-i sehv gerekir mi?
Evet gerekir. Kıraati [Kur’an okumayı] unutup sadece Sübhaneke okuduktan sonra rükûa veya secdeye giden kimse, geri dönüp kıraati yaptıktan sonra, tekrar rükû ve secdeyi yapar. Farz tehir edildiği için secde-i sehv de gerekir. Rükû ve secdeyi yapmazsa namazı sahih olmaz. Çünkü namazda tertip yani farzları sıra ile yapmak farzdır. Rükûu unutup secdeye giden, tekrar dönüp rükûu yapmazsa namazı sahih olmaz. Rükû yaparsa, namazın sonunda secde-i sehv de gerekir.
İki secde farzdır. Secdeleri peş peşe yapmak vacibdir. İki secdeden biri unutulup namaz içinde hatırlanınca hemen o secde yapılır, namazın sonunda da secde-i sehv gerekir. Son teşehhüdde Ettehıyyatü okuyacak kadar oturmayanın da namazı sahih olmaz. İki rekâtlı namazda, ikinci rekâtta değil de üçüncü rekâtta otursa, 4 rekâtlı namazda, dörtte oturmayıp beşinci rekâtta otursa, namazı sahih olmaz; çünkü farz yerinde yapılmamış oluyor.