Ve insanlara güzel söz söyleyin.(Bakara / 83) Emrinin Manası
Güzel Söz:
“Ve insanlara güzel söz söyleyin.” Bu buyruğun masdar anlamına da geldiğinden dolayı, söyleyeceğiniz söz güzel olsun, anlamında olduğu söylenmiştir. İnsanlara güzelliği bulunan söz söyleyin, takdirinde olduğu da söylenmiştir. O vakit bu bizzat masdar olur, masdar anlamında olmaz. Hamza ve Kisaî ise hâ ve sîn harfini üstün olarak şeklinde okumuştur.
el-Ahfeş der ki: Her ikisi de aynı anlama gelir. el-Ahfeş bu kelimenin “hüsnâ” şeklinde okunduğunu nakletmişse de en-Nehhâs: Arapçada bu caiz olmaz. Çünkü böyle bir ifade ancak elif lâm’lı olarak (el-hüsnâ) şeklinde olabilir. Bu, Si-beveyh’in görüşüdür. İsa b. Ömer ise “hüsünen” şeklinde okumuştur.
İbn Abbas der ki: Bunun anlamı şudur: Yani Siz insanlara karşı lâ ilahe illallah deyiniz ve onlara bunu söylemelerini emrediniz.
İbn Cüreyc de şöyle der: İnsanlara Muhammed (s.a) hakkında doğruyu söyleyiniz. Onun (ki-tabınızdaki) niteliklerini değiştirmeyiniz.
Süfyan es-Sevrî de şöyle demektedir: İnsanlara marufu emrediniz, münkerden sakındırınız.
Ebu’l-Âliye de der ki: Onlara güzel söz söyleyiniz ve sizin en güzel şekilde bağışlanmanızı istediğiniz gibi siz de onları en güzel şekilde bağışlayınız.
Bütün bunlar güzel ahlakın faziletli davranışlarına bir teşviktir. O bakımdan insanın insanlara yumuşak söz söylemesi, iyiye, kötüye karşı ehl-i sünnet olana da bid’atçi olana da -yağcılık yapmaya kaçmaksızın- güleryüzlü davranması gerekir. Ayrıca bu gibi kimselere karşı da onun bu sözleriyle bid’at-çinin mezhebinden hoşnud olduğunu ifade edecek şekilde konuşmaması da gerekir.
Çünkü şanı yüce Allah Hz. Mûsâ ile Hz. Harun’a:
“Ona yumuşak bir söz söyleyiniz” (Tâ-hâ, 20/44)
diye buyurmuştur. O bakımdan başkasına söz söylemek durumunda olan bir kimse bilsin ki Mûsâ ile Harun’dan daha faziletli değildir. Karşısındaki günahkâr da Firavn’dan daha kötü ve habis değildir. Allah Hz. Mûsâ ile Hz. Harun’a Firavn’a karşı yumuşaklığı emretmiştir.
Talha b. Ömer der “ki:
Ben Ata’ya şöyle dedim: Sen yanında değişik, doğru olmayan görüşlere sahip birtakım insanların toplanıp bir araya geldiği bir kimsesin. Ben ise hiddetli bir insanım. Onlara bazen ağır sözler söyleyebiliyorum. Bana şöyle dedi: Hayır, böyle yapma. Yüce Allah:”İnsanlara güzel söz söyleyiniz” diye buyurmaktadır. Bu âyet-i kerimenin kapsamına yahudiler ve hristiyanlar girmektedir. Ya hanif dinine mensup olan bir kimse nasıl girmez? Diğer taraftan Peygamber (s.a)’dan Hz. Aişe’ye şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Çirkin söz söyleyen bir kadın olma. Çünkü çirkinlik (fuhuş) eğer erkek kılığında bir varlık olsaydı çok kötü bir erkek olurdu.” (Sadece ilk cümlesi ile Müslim,Selam 11)
Denildiğine göre bu âyet-i kerimede “insanlar” ile Muhammed (s.a) kastedilmiştir. Yüce Allah’ın şu buyruğunda olduğu gibi: “Yoksa onlar Allah’ın kendilerine lütfundan vermesi dolayısıyla insanları mı kıskanıyorlar?” (en-Nisâ, 4/54) Burada da sanki: “Peygamber (s.a)’e güzel söz söyleyin” denilmiş gibidir.
el-Mehdevî’nin Katade’den naklettiğine göre yüce Allahın: “Ve insanlara güzel söz söyleyin” buyruğu cihadı emreden kılıç âyetiyle neshedilmiştir. Ayrıca bunu Ebû Nasr Abdürrahim, İbn Abbas’dan da rivayet etmiştir.
Bu âyet-i kerime ilk dönemlerde nazil olmuş, daha sonra kılıç âyeti bunu neshetmiştir.
İbn Atiyye de der ki: Bu, İslâm ümmetinin, İslâm’ın ilk dönemlerinde benzeri bir buyrukla muhatab alındığının delilidir. İsrailoğullarına dair haberde ve onlara verilen emirde ise herhangi bir nesh sözkonusu değildir. Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.
İmam Kurtubi , el Camiu li Ahkamil Kur’an , cilt:2,syf;200,201